2.7.2017 11:43:19
Muhayyerler garında bir adam
Ellerinde biriktirdiği cam kırıkları,
Parmak boğumları kan
İsmi yok, mahlası hicran
Kim bilir kaç kez ağladı
Rotasız trenlerin ardından
Muhayyerler garında bir adam
Şarkısı eşsiz
Dudağında anlaşılmaz bir lisan
Vehminde güneşsiz günlerin rutubeti
Öksüz turnaların gurbeti
Gökkuşağı elvan
Muhayyerler garında bir adam
Ön cebinde vuslat treninin iadesiz bileti
Kasketinde çocukluk çağının rengarenk çikletleri
Ve safran
güz mevsimi ,steplerin sinesinden toplanan
Çimkent istasyonunda bir adam
Sırtında memleket kokulu mintan
Elinde kahverengi bir bavul
Avuçlarında sürgün kuğuların yüreği
Raylardan yayılan , koyu haritalara isyan
Yeryüzü vadedilmiş vatan
Çimkent istasyonunda bir ana
Yaşmağının deseninde yüzmekte acılar
yorgunluk saçlarının kıvrımlarında
Döne döne , yana yana
Aramakta yitirdiklerini evlatlarının adına
Çimkent istasyonunda bir ana
Adını bilmiyorum ama,
Kulağı lokomotif uğultusunda
Gözleri ufuk doğrultusunda
Dilinde dua
Çimkent istasyonunda bir ana ve bir yiğit
Yiğit bus etti ellerini ananın
tüm yitik çiçekler düştü yadına
özür diledi tüm fevt edilmiş zamanlar
Ve süvarisiz kalmış küheylanlar adına