29.3.2017 20:35:28
Ayrılığın en koyusundan doldurdum
İnce belli bardağıma
Sende bir çay al demli olsun
Bu gece bende örülen dertlerin
Muhabbetini yapalım usta
Her gece öldüm ayrılığın sisli koynunda
Bir girdap gibi döndü başımda
Ayrılık kuş bakışı bakarken bana
Hüznün milleriyle dağlandım usta
Bakma münzevi hallerime
Bakma tenimde açılan yaralara
En acı yaralar dikişle tutturuldu yüreğime
Dirhem, dirhem kan kustum usta
Böyle değildim önceden sen bilirsin
Ben yedi göller gibi diriydim
Duygular çimlenirdi kıyılarımda
Başaklar boy verirdi ruhumun topraklarında
Şiirler kıyılarımda gezer bazen yüzerdi
Lodoslar dile getirirdi dizelerimi
Baharlarım gibi güzlerimde çoktu usta
Ben ayazlarda böyle yanmazdım
Donmazdım ağustos sıcaklarında
Üzerime ateşten gömlek giydirip
Çöle saldılar
Bir kaysa yandım, bir kendime usta
Meczupluğuma say
Yanlış söylemlerim olursa
Ayağıma takılan prangalarla
Ben çölü aştımda geldim
Kızgın örsünle bu prangaları
Kır be usta
Sabahat Çelik