Kıvılcım ile güneş doğarken
nasıl şebnem buharlaşıp semaya
yayılıyorsa
işte öylesine hür olmalı düşlerim

Yemyeşil yaylalarda nasıl
hoplayıp zıplıyorsa taylar
işte öylesine
özgürlüğe düşkün ruhum

Güneşin altın saçları
kıvılcım içinde ışıldayarak
Tanrı dağı ile selamlaşırken

Saf kanTürk atları gibi
kah ansızın kişneyerek
kah dörtnala fırlayarak…

...salarak uzun gür yelelerini
sonsuz bucaksız stepleri
toz duman içinde bırakarak
dört rüzgara nasıl meydan

...okuyorsa

İşte öyle, deli dolu şu ıssız yüreğim

İşte böylesine isyankar düşüncelerim
gökbörü gibi baş eğmedem dimdik

Yüreği tunç bilekleri çelik
bozkurt yürekli savaşçılar…
kan ile örülmüş
duvarları nasıl aşıyorsa
öylesine güçlü olmalıydı
bembeyaz türkülerle
bağlandığımız bu sevda

Tehlikeler içinde coşan
gülümseyerek uçmağa yürüyen
korkunun çekindiği kırk çeri gibi
işte öylesine tutkulu
olmalıydı bu davamız

Ya da nasıl uysalca
korkusuz yürekler
baş eğiyorlarsa
bir tek Tanrı önünde
işte öylesine olmalıydı
vefamız

Ve o kahramanlar
kanatlanıp uçtular
boğuk seslerinin
arasından uçmağa

Ve ben;
dörtnalla tozuyan atların
gök yelelerine baktım…

Ve en önde seni gördüm
ey kahraman başbuğ
mas mavi gözlerin vardı
o asuman gözlerinde
Cennet Yurdumu gördüm …


....