27.9.2018 20:31:40
Sahipsiz bir köpeğe; evden yemek kaçıran o güzel, o haylaz çocuklar gibi
bana kendinden bir şeyler getir
Rüzgar delirten saçlarından
Yarı çöl, yarı okyanus kokundan
Bir bakışınla dut yemiş bülbüle çevirdiğin gözlerinin tılsımından getir
Tam umudu kesmişken senden
Ve kurumuşken bütün sular
Kızılırmak gibi doğ, Kızıl dağın kasıklarından
Dökül bozkırlarıma
Bana sesinin nehirlerinden biraz Dicle…
Biraz Fırat getir
Aşk; bütün çiçeklerini kırıp döken yalancı bir bahar
Sen bana bahar değil, kardelenler gibi kardan fışkıracağım bir zemheri getir
Bir şehir getir bana; her sokağında sen oturan
Bir şehir… Okyanusa ve dağlara kıyısı olan
Hep senin gülüşüne açılan bir kapı
Menzili hep sen olan bir yol getir
Çöle düştüğümde sana ulaşacağım bir vaha
Beş vakit elimi açtığımda seni getiren bir dua getir
İçimde yarım bıraktığın Fatiha ya kabul olmuş bir Amin getir
Sevabına yetişemedim… Sen bana günahından getir
Sevgili…
Bir yudum mutluluğu, sıratın diğer ucuna saklayan sevgili…
Araf’tayım
Yokuşa sürüldü atlarım
Sen bana Besmele gibi güç getir
Kuvvet getir
Filistin kadar acılı, Afrika gibi sabırlıydım
Taştı sabrımın ırmakları
Sen bana biraz öfke, çokça isyan getir
Beynimde zonklamasın yokluğunun çanları
Beni bu Araf’tan kurtaracak bir Ezan getir