22.3.2019 15:36:45
çaput bağladım dilek ağaçlarına
olmayacak olan olsun diye nar çatlattım
haber saldım yedi kıta, cümle denize
ziyaret olmuş türbelerde tütsü yaktım
kurşun döküp kem göze
yedi dağın zirvesinde el açıp göğe
sepya perdeler çektim gecenin gözlerine
suyun ağıdından, taşın iniltisinden sızdım
bu gün değilse de, üç vakte kabul olur dileğim
ateşe sevdalı ateş böcekleri gibi
tül kanatlarım yana yana, ateşin kalbinden geçerim
güller budandıkça çoğalır
benim umutla gürleşir teleğim
kurtlar gibi uluyun, yılanlar gibi tıslayın
hasedinizden çatır çatır çatlayın
hediyeler aldım ona; İskenderiye’den, Bağdat’tan, Şam’dan
kumdan saraylar kurdum
Taç Mahal’i kıskandıran
ayak bileğine gümüş hal hal takıp
ak ellerine kara kına yakacağım
kelebek dokunuşlarla çözüp teninin düğmesini
tılsımlı gömlekler gibi sarıp sarmalayacağım onu
siz gül koklayın
ben dikenini öpeceğim
demem o ki; sizin olsun dünya
sizin olsun somun
celladımla sevişeceğim
siz gözlerinizi yumun