0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1028
Okunma
Tabakta zeytinim peynirim bir dilim ekmek yumurtam da çift sarılı
Gelelim bana bende aynı işte bir kırık kalp özleminle sarılı
Hayatın vurduğu kroşeler klişelerim oldu hep
Hiç bilindik darbelerim olmadı benim hayat boyu
Doldurdu daima başımı yaran ummadığım taşlar
Ama incitmedi hiç biri senin beni bırakıp gitmen kadar
Intro
Hayata gözümü yummadan göz yumduğum şeyler de oldu devamlı
Söylemekte sakınca görmüyorum bunları sana
Verdiğim tavizlerle doldu taştı döküldü yerlere birer birer
Şimdi de şimdi de seni aldılar benden sorgu sual etmeden
Elinde ne kaldı diye sorarsan eğer
Bir çift eldiven var elimi sıcak tutan birazcık da endişe var beni hep korkutan
NAKARAT: Çok kıskandım yıllarca seni ben
Rüzgar bile olsa saçını elleyen
Bıraktın gittin tek söz etmeden
Varlığın çok güzel yokluğun keder
Beraber sinemaya giderdik hatırlar mısın bilmem ben hiç unutmadım
Hâlâ hâlâ senin gözyaşlarına ev sahipliği yapıyor o dertli koltuklar
Arada yolum düşüyor uğruyorum bana çok platonik bakıyorlar
Seni arıyor gözleri gişelerin bense yalnızlığımla selam veriyorum onlara
Uzayıp gidiyor matemim boylu boyunca uykusu gelmiş gibi
Uyuyan o değilde galiba uyutan sendin benim hayallerimi
Oysa ne güzel anlatmıştım derdimi sana kusursuz bir Türkçeyle
Sense geri çevirmiştin beni sadece sadece bir küçük tümceyle
Çok şey istememiştim ki ben aslında bir temiz sevgi yeterdi bana
Hatta üstü bile sana kalırdı bahşiş verirdim kalanını da
Şimdi şimdi ne zaman bir mezar görsem yol üstünde
Sensizligimi alıp oraya gömesim geliyor kimse görmesin diye
NAKARAT:Çok kıskandım yıllarca seni ben
Rüzgar bile olsa saçını elleyen
Bıraktın gittin tek söz etmeden
Varlığın çok güzel yokluğun keder