10
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1103
Okunma

Künyemde hatıratı olan üç beş sakil imge;
Tezahürat yüklü gıybetlerde en hakir reçete.
Tanrısı kayıp ırgat iklimlerin
Nüktedan aşklara savaş açan tecellisi:
Yumruk büyüklüğünde kaçak ne çok tümce,
Bıçkın ve kâfir yoldaşı en muktedir kıyım;
Yine de indinde seyrelen hegemonyalardan
Tırtıkladığı kadar efkâr yüklü isyanların
Gönülsüz birlikteliği kadar akla ziyan,
Bir daldan diğerine seğirten dut yemiş bülbül
Kadar suskun olsa da yitip giden ne çok vicdan.
Kurtuluş, hürriyet ve sarmalı kör kütük aşka
Nizamı, serzenişi yitik, bedbin tezahüratı
Gönülsüz sevdaların.
Çapı yarım, gönle hüzün ve dilin tutukluğu
Anlık kayıpların.
Safran sarısı düşleri kayıp nicedir,
Nicedir hazan yüklü şafakların nizamında
El konan masumiyet kadar hezeyan yüklü
Ölü bedenler iken, yanık tenine kaderin
Dokunmakla mükellef basireti bağlanmış
Yırtık ve kopuk düşlerde,
Rast geldiğim yüzü olmayan insanlar;
Bedelsiz, emsalsiz o ödenmeyen kefaretin indinde
Soluk bir gülümsemeye hasret
Ki yeri geldi mi en münafık kelamı
Ve gelmez iken bir araya iki yakası:
Dünden artık,
Aşk gibi kiralık,
En soluk ve en tutuk niyazı yüklenmiş bir kez.
Solun nezdinde atmayan bir yürek belli ki
Aşka namzet bir kayboluştan sona ramak kala
Hakkaniyetin rahmeti
Sarmalında ömrün, beklediğim tevafuk.
5.0
100% (22)