0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3473
Okunma
yangın
o kadar acımasız
o kadar korkunç
o kadar kızıl
o kadar kara
o kadar sapsarıydı ki
gökyüzünün bir kısmını da
yakıp kül etti
gökyüzünün o kısmı
kapkara kaldı gece gibi
gündüzün ..gündüz aydınlıgında
yıllarca
kimse yaklaşamadı oraya
korkudan kuşlar bile
uçamadı oralarda
oysa
küçük herhangi bir yangın gibiydi
o yangın
ve bu sefer de öyleydi
her zamanki gibi
oysa sinsi ve gururlıuydu da
içten içe
yakmak istiyordu önüne geleni
herşeyi
herhangi bir yangından farklı görünmüyordu
ne ondan daha iyi
ne de ondan
daha kötüydü
oysa bu sefer
tam yerinde
ve tam zamanında başlatılmıştı
yükseldi taa yukarılara
büyüdü büyüdü
yaktı cigerlerimizi
binlerce kerpeten agzı
canavar dişi gibi
zehirli böcekler
akrepler yılanlardan
yapılmış gibi
tırmalayan
zehirleyen
sokan
birbirini
gökyüzü bile kutulamadı bu sefer
ne yazık ki
o da aldı nasibini
yangın sonunda gökyüzünü de kapladı
dumanlar bogdu evreni
kurtulamadı gökyüzü
yangından kurtulmaya çalışan
beyaz ürkek bir tavşan gibi
can havliyle koşuştu
oradan oraya
yangından bunu ummazdı
ama kurtulamadı
yandı bitti kül oldu
yokoldu
ve masmavi gökyüzü
kapkara kaldı yıllarca
gündüz bile
yine de hiç unutulmadı
bu küçük gökyüzü yangınının
bu küçük öyksünü
tekrar anımsatmak
tekrar anlatmak istedim sizlere
her nedense
işte neden
sabahları geç ortaya çıkmaya başladı
bu masmavi gökyüzü
bu mavi kubbe
anladınız mı şimdi
hala emin degil
tekrar yakılıp yıkılmayacagından
onun için ürkerek
geç çıkıyor ortaya sabahları
oysa bu anllatıgım öykü benim degil
ben yazmadım bu öyküyü
o küçük umarsamadıgınız yangın
yazdı bu SİVAS MADIMAK YANGINI nı
o küçük alaycı yangın gülerek
tekrar tekrar gelmek istiyor doymamısçasına
kapımıza
evimize
yurdumuza
dünyamıza
evrene
agzının kenarında
masmavi gökyüzü artıgı
bir şeyler anlatıyor bizlere