15
Yorum
40
Beğeni
0,0
Puan
1970
Okunma

Kartal gibi pençeleri vardı
Zehirli dudaklarıyla ansızın beni öptü
Ölümün soğuk yüzünü hissettirdi
Korkudan kaçak yer bulamadım
Perdelerin arkasına öylece iliştim
Bütün bedenim hatta ruhum tir tir titriyordu
Allah’ım bu bir kabus muydu ?
Her gün yavaş yavaş beni zehirliyordu
Ahtapotu andıran kolları vardı...
Korkudan sinmiştim
Elindeki kalemi de zehir saçıyordu
Mürekkebini üstüme üstüme birden boşalttı...
Yeşil gözlerim fal taşı gibi açıldı
Bağıramıyordum, bile sesim kısıldı
Zehrinden kurtulmak için ,
Aklıma hiçbir şey gelmiyordu
Birden bayılmışım ...
Kendime geldiğimde
Beni kollarının arasına almıştı...
Saçlarımı, zehirli elleriyle okşuyordu...
Kısık, bir sesle;
Lütfen bana zarar vermeyin ,
Ben size ne yaptım ki dedim ?
Enteresan sıra dışı bir şeyler anlatıyordu...
Korkudan !!! kulaklarım uğulduyor,
Dediklerini duymuyordum bile
Beni şiddetle sarsmaya başladı...
Sende bana ait bir şey var ...
Onu bana vereceksin, deyince
Daha da çok şaşırdım...
Neydi bu benden ne istiyordu...
Gür sesiyle, bütün gücüyle
Kulak zarımı delecekti, neredeyse
"Aşkın şalını" bana ver deyince ;
Çildirdım....deliye döndüm bir anda
Öyle bir ısırdım ki dudaklarını
Zehirli bütün kanı birden boşaldı....
Normal bir insana dönüşü verdi ...
Büyü bozulmuştu...nihayet
Çok uzak diyardan geldim ...
Her gün bana sesleniyordun
" Bir gün üzerime örtüver aşkın şalını" diyordun
Mavi perim ; ben geldim ...
Seni korkutuğum için özür dilerim ...