Gün daha bitmeden kovuyorlardı zihnindeki gülyabaniler güneşi
Karanlık sarpa sarıyordu akşamın tenhalığında
Yığılmış leşler ordusu gibiydi arta kalan insanlar
Ve hoyrat bir tokatın arkasından vahşi bir uğultuyla kurtlar ve çiyanlar hükmünü veriyordu yalnızlığının

Şehir mahpus bırakıyordu düşünen mahluklar ordusunu kendinden aciz
Şeytanın raks ettği vakitteydi infial
İblisler dolandıkça kafatasının yontulmuş çemberinde
Günahlar savruluyordu üstüne üstüne gökyüzünden fışkırarak


Gözündeki nurun terkettiği anda basıyordu küfürlerin beline beline
Haykırıyordu avaz avaz
Hayyam olmak vardı bu kadar envayı eyyam içinde
Dudağına aldığı her lokmada doluyordu masanın altına kara kara böcekler

Doyurdukça arzularını aheste aheste bedenine
rahvan bir uyku halkoluyordu gözbebeklerine
Düşlerine seyir rotası çiziyordu gönlü bitap melekler

Ve...

Dualar heyecana heyecan şehvete karışıyordu mezar başlarında
Kadın erkek harama uçkur çözüyordu gözü yaşlı yağmurların altında
Kadavralar kervanında neşterler ardarda sıyırıyordu sıtkını yaşayanların

Bir tövbe estağfurullah savruluyordu ağzından
Semaya açıyordu kir ve kan dolu avuçlarını ardından


Yaa hüda ....
Ya rahim .....
Ya rahman .....

Kurtar bizi teneşirin üstündeki günahlarımızdan
Kurtar bizi aç kurtların iştah dolu salyalarla oturduğu sofralarından
Kurtar bizi diyordu derin düşlerin kuyusundaki uykusundan

Amin diyordu iniltiler içinde ahından