1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
889
Okunma
bazı şiirler
böyle bir kış günüydü diye başlar ya hani
bizimki gerçek
şubatlar böyle ılıman değilken o seneler
ellerin kanamıştı bir otobüs durağında,akıyordu durmadan
mendil istemiştin bir yabancıdan
yüreğimi basmıştım yaranın en akışkan yerine
o ayazın içinde erimişti gözlerim gözlerinde
sonra
bir kahve içer miyiz demiştin tunalı’da
zamansızdı zaman
şehri terk ediyordum valizlerim omzumda
yaksam biletimi yol yanacak,yakmasam daha ateş bulamam yanmaya
ve hiçbir ihtimali düşünmeden
ceplerim hallaç pamuğu,ihtilaller geçmiş üstümüzden
yürüdüm arkandan usulca
sevemedim ondan sonra,saatlerin onyedi onbeşlerini gizlice yırtarken biletimi
katmazken kışların kalleş olduğunu can’a
öylece dinledim seni
ne kadar köy çocuğu varsa, sana sunmuşlar olgunluğunu
ve duruluğunu
kurumuş bir sümbül düşünce kitaplarının arasından
anladım taşrada öğretmen olduğunu
ben yaşama aceleci,sen sevdaya acemi
kanı kesildi dedin tut ellerimi
hadi gel de terket bu şehri
neden,yoğun duygular yaşayanların kaderleri kalem uçlarında olmaz ki
ölçeksiz haritalar çizesin kal ve git arasına
ecel bile tehir’e kalmaz mı böyle ayrılıklarda
bilirim
senin ellerinin kanı durdu da
hiç yüreğim kanamadı benim o ayrılıktan sonra
keşke gaz lambalarım olsaydı,ışıklarım kesilseydi sensiz
son istediğimi dileseydim alaaddin’den
bir daha ayrılsaydım senden
şehirlerim kanıyor biliyor musun
kasım
5.0
100% (4)