4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1095
Okunma
Sen benim gurbet yanımsın
Memleket kadar uzak
Türküler kadar yakın
Boy aynasındaki buğum
Demli çayım
Finalsiz yolculuğum
Kahverengiye çalan gözleri step sarım
Muhtemel tebessümünde
Olanca devliğimle irislerine sığarım
Sen benim hoyrat yanımsın
Fikrimdeki muvakkat cinnet
Düzensiz aralıklarla beynimi ırgalayan balyoz
Yuvamda misali cennet
Fusul-u erbaamsın sen benim
En çok da nevroz
Sen benim sürgün yanımsın
Meşru ve kristal kafesim
Harimine hapsolduğum
Su altında tuttuğum nefesim
Yaram
ki her nekahet arefesinde
kabuklarını teker teker yolduğum
Sen benim bıçkın yanımsın
Müstehzi kahkaham,
Çılgınlığıma doğal sınır
Bulutlu hava saham
Tarassut kulemin kontrol memuresi
Gören de sanar ki
Tüm uçuş izinlerim gözlerinden alınır
Sen benim müzmin yarımsın
Antik perişanlığım
Gün sonu yorgunluğum
Ender huzurum
Sen benim hırçın yanımsın
Kavgam, ters bakışlarım,öfkem
El çabukluğum
Göz alışkanlığım
Ben biraz katıyım
Sen akışkanlığım
Sen benim keskin parçamsın
Egomu delip geçen çuvaldız
Ellerimi kanatan ayna kırıklarım
gözümü yumduğumda göz kırpan yıldız
Sen benim yersiz hıçkırıklarım
Sen benim suskun yanımsın
Muhalif çığlıklarım
Yankılanır mı dersin
Başkentin neo-aristokrat ve pseudo muhafazakar köşelerinde
5.0
100% (5)