11
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1131
Okunma
Bir güz vardı bakışlarınızda
Göçte geri kalmış yağmalanmış serpinti
Göğsüme damlayan ışığınızdan
vaveylâlarıma dağılan ebru akti canım efendim…
Dalardınız
ürkekliğinizde filizlendiğiniz yatağıma kök salardınız
Yosun kanadından sağılırdı
iyotlu koyun boynunuza
Ellerinizde mercan içli kar zınağıydım
Suyumda firuz halkalardan açılır
unuttuğum yerlerimde durulurdunuz
Ahh cam göbeği bir tutkuydum
melez alacalarıma dizilmiş pırıltıydınız
Sancırdınız çoğullarınızdan çıkmazlarımın duldalarıma salgılanırdınız
Kanardı vuruluşlarınızda resitalleri hülyaların
Kırmızı kadehti kırılan belimiz
Yerlere saçılan sarhoşluğumuzdan kalkardı birleşen dansı kirpiklerimizin
Ah ayak sesleriniz okşanan bedenden
köpüklerime sağılırdınız
Tavus kuşlarına takılan menevişlerinizden
ebem kızın sinelerine dolardınız
Çığlık çığlığa güneşlendiğim dönüşümlerinizden
sersemleyen geçişlerime dökülürdünüz
Aşkın maverasında dul rüzgârların
dişi yelelerine savrulurduk
Yürek tokuşturduk efendim
çimdiklenirken uçlarında gurubun lotuslar
Ah o günlerden özlenilenlerden
Kelebekler uçurduğumuz nefesimizden
bir çırpı turkuaz içtim
-Kopsun tenden ah yelleri
Sırttan süzülsün gözlerinizi bana getiren okyanusları
Islansın çıplaklığımızda oynaştığımız hareler
Benlerinizde kalsın uyku kalsın hasret
Ulu orta sedeflendiğimiz sevişlerimizden
düşsün –
Yokluğunuza kandığım seraplardan
bir çırpı turkuaz canım efendim
Bahar bahçe ekildiğiniz cıvıltılarımda
Sürüklendiğim gülüşlerinizi silkeleniyor!
’’Edebiyat Nöbeti sayı 35’’
5.0
100% (16)