7
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
943
Okunma
Biliyorum içinizi dışınızı
Güneş henüz ufukta gönderir ışığını
Titreyen kelebekler düşmekte pencereme
Kapının önüne yığılır sessiz kar
Gökteki belli belirsiz bulutlar misali
Kuşların cıvıltısıyla uyanırım sabahı
Selamlarım gökteki uçan kuşları
Kimi zaman çekilirim ıssız köşeme
Tepelerin üstünde uzaklara dalar bakışlarım
İliştiririm gözlerimi gökyüzünde uçan kuşlara,
Kimi zaman kımıldadığını hissederim
Kuru dalların rüzgarda ve durgun suların da
Güneşin kendi resmini çizdiğini
Öyle saatlerinde
Ne yakında ne uzakta
Ne bir ses ne bir nefes
Sonsuz bir sessizlik egemendir.
Ve bazen unuturum öylece kendimi
Ve dünyayı sessizce orada oturduğumda
Duyarım kol ve bacaklarımın çözüldüğünü
Uzandıkları yerde;
Ne bedenim ne ruhum can verir onlara
Oldum olası bu yerlerin sessizliğine
Durağanlıkları ve gökyüzünün maviliğine aldanışım;
Ey aşk, uçup gittin yüreğimden
Çok uzaklara ;
Oysa, sıcacıktı yüreğim
Geçen yıllarda
Anımsıyorum yüreğimin yazlarında duran zamanları;
Geri gelmeyecek bir daha
Gülümseyen cennet ve gençlik
Dünyanın bu mutlu sahnesi
Gözünü kapandığında gözlerim uzaklara daldığında
Ve zavallı ölümlü hazırlanır
Bu yaşamı karşılamaya,
Tıpkı oyuna gider gibi dansa gider gibi
Gökyüzünün altında uyanır sessiz tan,
Teperler, kırlar;
Örtüşür bakışlarım amaçsız gezinen
Başıboş, güneşi düşlerim ...
Nurten Ak Aygen
26.01.2016
5.0
100% (17)