20
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1334
Okunma
herşey öylesine
herşey uzak
gözlerimden düşerken yarınlar
avuçlarımda iki küskün menekşe
gecenin yürek yangını
sussam
konuş(ma)sam
dilini çözer mi taş duvar
güneşin doğuşunu beklerken
ışığa kördüm
hep gözlerimden çalınırken hatıralar
saklı tutulan harflerde
kırılırken sesler toprağı küllendirme
üşürken tırnak diplerinde
bir sus’a gömdüm umutlarımı
sonrasızlığımda dizeler
iz taşıyan her acıya dökülürken şiirler
öncesi ölüm sonrası mı hayat
üstümü örten çığlıkların
kentin boğazında düğüm düğüm
çürümüş dudaklarımda kan günahım
kaç kez kanıyorum bilsen
el vuramazken karanlıkta aynalara
bağrımda büyüttüğüm ölü kuşlar
sığınırken kabrine
kırılan dallarda bahar mı var
sürüyorum kendimi
gitsen de bulamazsın dönsen de
iç içe geçmiş şehirlerde ve yıkıntılarda
coğrafyamdan düşerken yalnızlıklar
hangi toprak saklayabilir yanık kokularını
ölümle örterken zambaklar
çiğneyip geçiyor nefesim
ellerinin az ötesinden
susarken çoban ateşleri
tutunurum diyorum son dizeye
ama bilirim ki yine eksik...
19/03/2008
Dünya şiir gününüz kutlu olsun