5
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
734
Okunma
Dilimin ucuna gelen bir cümle idi
Gururuma yenilip söylemediğim
Beni yeksan eden yokluğunun arife’sinde
Giderken peşin sıra dur gitme diyemediğim
Süzülürken endamım o menfur cadde’de
Ardından canım gitti bedenimden
Süzüldü gönlümün derinliklerinden çaresizliğim
Melanet mengenesi taktım ellerime
Uzatıp ellerinden tutup’ta
Dur gitme diyemedim
Tuz bastım kan ağlayan gönlümün feryadına
Yıkıldı dizlerimin üstüne o koca kimsesizliğim
Kefene sardım ümit vaad eden bütün sıcaklığımı
Buz kesmiş gönlümü,abdest’siz gömdüm toprağına sessizliğin
Kement vurdum dilime, dur gitme diyemedim
Sere serpe serildim sokağına yalnızlığın
Bir,bir söndü karanlık’larla nikah kılan,bütün ışıklar gözlerimden
Kını’na ten sürdüğüm mahşer hançerini
Harlayıp ciğerime sapladım canice
İki büklüm kıvırdım dilsiz feryatlarımı
Sustum iç dünyamda, dur gitme diyemedim
Tespih’ine hicran dizdim olunmaz vedaların
Arka,arkaya çektim kan ağlarken iç’ten,iç’e
Cereyan estim sızlayan amansız yarasına mesudiyet’sizliğin
Dönülmez yoların hendeğine mayın döşedim
Bir intihar çiçeği gibi bastım korkusuzca
Ölümü mübah bildim
Gene dur gitme diyemedim
Mehmet Kılıçel
5.0
100% (16)