1
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
886
Okunma

Herkes kendi yüküyle kalır
arasında zamanla tozların
sevabıyla günahı koynunda
vebali kendi boynunadır.
Nesneler de öyledir
yıda bir milimetre
yerden yükselir toprak,
kaldır hele bir taşı
ne var ne yok bir bak;
altında sizli bizli
kanlı bir tarih gizli!
Ölmeden daha
derin acılara gömüldüm
cesetler gördüm püri pak
çocuk cesetleri
aç, susuz, çırılçıplak
hepsini büründüm
rezaletiyle insanlığımın
ayak altında yerde
tekmelendim süründüm!
Kimi öksüz kimi yetim
çaresiz nice canlar
analar babalar bacılar
yüreğini bombalarca parçalar;
bu mudur Ademiyetim?!
Başına tek kurşun sıkılmış
adam suçsuz günahsız
olduğu yere aniden yıkılmış
evi yağmalanıp yakılmış!
Kim bu cehennemin sahibi
ey zebani kılıklı adam
önce hesabını ver ihanetin
sonra aç kapısını cennetin
yoksa ne hükmü var
yaptığın bunca ibadetin?!?
Sakın kaçmaya kalkma
kaçsan nere kaçarsın
yediğinden dolayı mecburi durur
ya osurur ya sıçarsın!
En büyük benim desen
yönetsen ülkeyi tek başına
yiyip içip aksırıp tıksırsan
sıçsan osursan
utanıp arlanmadan
kalkıp gezelesen arada bir
’’aba da bir
çuha da bir giyene,
güzel de bir
çirkin de bir sevene!’’
...
Dayanamadı düştü
hüzün yağdı gökten
eridi çürüdü yaprak;
...
altın klozete de otursan
son durak kara toprak!
Şaban AKTAŞ
14.01.2016- 00.06