2
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
776
Okunma

GÖRÜLEN LÜZUM ÜSTÜNE GÜNCELLENMİŞTİR!
Beş yıl kaldım Ankara’da
Otuzbeş yıl geçti aradan
Tam bir ömrün yarısı kadar
Gece okudum, gündüz çalıştım.
Yüksekokul yılları
Buzlu yollarda kaymaya
Kömür kokusuna
Lâpa lâpa yağan kara
Ölüm korkusuna ve kavgaya
Alıştırdı beni Ankara!..
Yenimahalle, 6.Durak
Demetevler, 4. Cadde
Ve Küçükesat’ta
Kennedy Caddesi’nde oturdum.
Sabah erkenden, evden işe
Yenimahalle’den Siteler
İşten okula; Beşevler
Okuldan eve gelmek zor durum
Başlıbaşına bir telaştı;
Kavgalar, gruplaşmalar
Sokakta, otobüste vurup kaçmalar
Anarşi sokak sokak
Kol geziyordu o zamanlar
Üstümüze yağan ya kurşun ya taştı;
Karşıt gruplardan
Azılı militanlar bana az mı sataştı;
Bugün hâlâ yaşıyorum çok şükür
İnanın bu çok büyük bir şans
İnanılmaz bir tesadüftür;
Kaçımız öldü, kaçımız kaldı
Yürekleri ateş aldı!..
Üniversite şeh’ri
Başkent’te olmak kolay değil
Ciddi ciddi çatışırdık
Siperlenir, yerlere yatışırdık
Şimdi yaşananlar
Yaşadıklarımıza kıyasla olay değil!
Fakat yine de Ankara uygardır
Metro’da otobüste, duraklarda
Araçlara iniş binişte
Gişede alışverişte
İnsana insanca sevgi, saygı vardır...
Boş zamanım olursa
Gençlik Parkı’na giderdim
Atış talimi yapmayı
Hedefleri peşpeşe patlatıp
Yere indirmeyi çok severdim;
Ağzı açık kalırdı gençlerin
Soyadı Nişancı olur da
Attığını vuramaz olur mu kişi;
Dedemden öğrendim ben bu işi!
Ne güzeldir Kuğulu Park
Oturup bir kanepeye
Dakikalarca seyrine bakmak;
Her yer sakin olmaz Ankara’da
Çarşı pazar tıklım tıklım
İş hanları, Kızılay Meydanı
Ulus, Opera; bir aşağı bir yukarı
Gelip giden insanlar
Bakanlıklar, Konsolosluklar, Çankaya
Her türlü lisan var!
Büyük önder Anıttepe’de
Anıtkabir’de yatıyor
Ankara’nın kâlbi orada atıyor
Atıyla Atatürk Ulus meydanında
Ulusuyla şaha kalkıyor;
Orada ilk meclis binası
Orada temellendi devrimler,
Çağdaş Cumhuriyet
Demokrasinin en hası;
Atatürk, ulusumuzun ve dünyanın
Gelmiş geçmiş
En büyük devrimci dehası!..
Ankara deyince
Bir de sarı saçlı bir kız gelir aklıma
Harbiden tutulmuştum ona
Ayrılık ne kelime
Ama bir yakını taş koydu tekerime
Kısmet olmadı bana,
Aklıma geldikçe burkulur içim
Hâlâ ’Zeyno Türküsü’ çalar
Ağlarım yana yana!
Karaman’ın sarısıydın
Sen kâlbimin yarısıydın
Seni nasıl unuturum
Gözümün ilk ağrısıydın
Sana gönül kapım açtım
Uçup gittin sarı saçlım
Çöl ovaya darı saçtım
Saçı püskül sarısıydın
Ayrılıktan ne mi çıkar
Od düştüğü yeri yakar
Kâlp erir mum gibi akar
Gönlümün bal arısıydın
Yarım kalan bir sevdayla
Koptu kâlbimde vaveyla
Vakitsiz bir elvedayla
Onulmaz kâlp yarasıydın
Aktaş dokun haydi tele
Sevdayla karışsın yele
Selâm Zeyno sarı güle
Bahtı kara birisiydin
Ankara, Ankara; gelip geçti zor yıllar
Düşünme artık kara kara
Yeşerdi ’Bozkırdaki Çekirdek’
Bak Cumhuriyete, o büyük çınara;
Hitit Güneşi ile çağdaş medeniyet
Kadim millet boy verecek sonsuza dek!..
Şaban AKTAŞ
12.01.2016 - 00.11