16
Yorum
50
Beğeni
5,0
Puan
2093
Okunma
Yağmur gözlerine düşünce hüzünlü bir düğünde yeryüzü
Toprakla KAR evleniyor yerküre düğün alanı
Yüzünde sabahın parlayan ışığı iç çekişir
Ve karanlık gece de ay gece feneri gibi asılır
Yıldızlar sis içinde kalır, sokak lambalarında uçuşan beyaz kelebekler gibi kartaneleri
Başıboş her anı çıldırmış
Palyaço gibi insanlar paltolara sımsıkı sarılmış
Gözsüz yüzsüz başsız yuvarlacık
Kırmızı burunlu kırmızı kulakları sarı benizli insanlar
Kaşları çatık yüzlerinde kederli bir benzinlik
Ancak sorulunca sarınca turuncu bir güneş
Bozar gecenin sessizliğini
Geceler beyaz geceler asi buz tutmuş kolları
Durmadan koşar saat durmadan
Karda yol almak, yürümek güç
Buz tutmuş ayaklarının altında kar
Yürümek sabır işi
VE ölmek ondan da beter
Ve bu havalarda toprağa gömülmek
Ne olur bu havalarda teğet geçsin gelmesin ecel
Uzak dursun insanlardan canlılardan
Belki de sıcak bir düş kurmak
Basitleşir ve belki de kolaylaşır baharı beklemek
Şöyle gün ışığı sarsın bedenini insan ölürken
Kim bilir kaç güzeli sevdi kaç güzelliği eritti koynunda bahar
Nasıl gülebilirim titreyen titreşen akşamda
Bunca aç varken sokakta
Ve bunca ölüm varken vakitsiz
Hiç kimse sevmiyorsa insanlar birbirini karşılıksız
Ne anlamı var saygısız yaşamanın
Uyanmasam düşüncelerden
Çalsın saat bilinmez bir zamanda
Aşk vurduğunda
Savaşlar bittiğinde
Ölümler dindiginde
Kalpleri sevgiler döndüğünde
İnsanlar birbirini karşılıksız sevdiğinde
Uyandırın beni düşlerimden ...
Nurten Ak Aygen
02.01.2016
5.0
100% (41)