0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1417
Okunma
MEDİNE’DE (Mescidi Nebevide)
Günler ne çabuk geçti bir ay doldu Mekke’de
Veda tavafındayız, ayrılık var kaderde
Boyun bükük kalp mahzun, yürekler yaslı şimdi
El sallarken Kabe’ye, tüm gözler yaşlı idi
Mekke’ye girişimiz, bir akşam üzeriydi
Ayrılık saatı da aynı ana denk geldi
Oysa bizler memnunduk, hem Sen’den hem Beytinden
Hep Sen’i andık Rabbim, ayırma cennetinden
Ayrılık acısıyla kıvranırken ruhumuz
Ensar yurdu Medine, şimdi tek umudumuz
Resulullah özlemi ateş olmuş sinede
Bu yangının ateşi, söner mi Medine’de
Salavat-ı şerifler su olsu bu yangına
Binler ihlas okundu ve binlerce fatiha
İşte Medine şehri, Resulullah yurdu
Kalpler duracak gibi sineler kaynıyordu
Gözlerimiz aradı Mescid-i Nebeviyi
Dünya gözüyle gördük sanki o an Nebi’yi
Selatu selam sana, ey Rasul-u Kibriya
Binlerce selam sana ya Nebiyyil Mürteza
Selam ve salat sana, aline, ashabına
İzin ver ki ey Habib, yaklaşayım yanına
Gül kokusu hissetsin bu günahkar bedenim
Ümmetim desen yeter, canımdan vazgeçerim
Huzuru maneviye girerken tazim gerek
Gönüllere kazınmış ismini söyleyerek
Dua dua hıçkırık,şefaat istiyoruz
Ey kalplerin tabibi, bize imdat diyoruz
Vesile kılıyoruz, dostun Ebubekir’i
Araya koyuyoruz Hattapoğlu Ömer’i
Diyoruz ki Ey Resul, bu dostlar hatırına
Bize bir nazar lütfet, varalım makamına
Sen şefaat etmezsen, halimiz nice olur
Bu mücrim kıyamette yolunu nasıl bulur
Hangi yüzle varırız, Halık’ın huzuruna
Bu bizdendir; demezsen, bırakmazlar yanına
Sen ki ya Resulullah; ümmeti diyeceksin
Huzur-u İlahi’de bizi görmeyecesin
İnanamam ben buna, ey Şefial Müznibin
Herkesi kuşatacak, senin o engin sevgin
Mescid-i Nebevi’de hep bu türden yalvarış
Gözlerse dolu dolu ve yürekten ağlayış
Namazlar kılınırken şu cennet bahçesinde
Huzuru görüyorsun,ümmetin çehresinde.
Mihrabına yüz sürdük kokusu sindi diye,
Minberi selamladık belki hutbede diye,
Mihrap mahzun, hüzünlü minberin boynu bükük
Belli üzmüş onları, bu uzunca ayrılık
Diller suskun, yürekler konuşuyor burada
Boş konuşma olur mu, Ruh-u Nebi Ravza’da
Edep gerek mescidin manevi havasına
Böyle varılmak gerek kainat sultanına
Veda zamanı geldi bu mübarek Yere’de
Yüz binler hıçkırıyor her kafile bir yerde
Yasinler, fatihalar, tilavet-i Kur’anlar
Anlatılmaz bir hal bu, bunu yaşayan anlar
Vedalar hep böyledir konuşur kalpler gözler
Bir daha buluşmaya, verilir kesin sözler
Tüm eller göğüslerde, saygı ile dönülür
Buruk bir vedadır bu, bu ayrılık günüdür
Kalbe yer etmiştir aşk; Maşuk’tan ayrılırken
Hasret günleri başlar, vatana dönülürken
Ya Rabbi; hem sevgini hemi de Sevgili’ni
Kalbimize yerleştir, nasip et cennetini
AMİİİN
15.02.2008
5.0
100% (1)