Ey Kara kıtanın kara yüzlü çocuğu
Göz çapakları çöl sarısı ölüm rengi
Kirpiklerinde steplere uzanan vaha
Anadolu’mun su sesi mavi gözlü devi



Ey haksızlığa maruz kaldıkça yurdum
Toprak taşlardan fışkıran şehit kokulu
Rüzğara karşı savaşan ölümün şerbeti
Kara bakışlı kara gözlü yılmaz bekçileri



Ey varlık manası tarihim ve atalarım
Emanete sahipliğiz değeriniz kutsaldır
Eli kalem tutan her mürekkep yazmalı
Geleceğe ışık tutacak şahadet şerbetini




Ey arza hakim vatanın asil duruşları
Zor şartlar altında zorluklar altında
Sırrıyla dolu vatanı nasıl kurtardığınızı
Bir nebzede olsun anlamaya çalışıyoruz




Biz ki çağ açıp çağ kapatan bir nesiliz
Ecdadından kalmış torunların mirası
Tarihin suskun çığlıklarına not alınmış
Sekiz yaşından seksen yaşına kazılmış




Ah ki dile gelemiyor siper hane semalar
İçimdeki sözcükler eziliyor harfsizligime
Anlatamıyor kelimeler mürekkebim har
Yazamıyor kalemim dilim lali nar ile kor



Gülay Göktürk