(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Merhaba kardeşim.Harika bir birlik ve beraberlik şiiri idi.Bu memleket ancak milli birlik sağlanırsa bu hainleri yener ve düze çıkar.Biz koca 7 düveli yenmiş bir milletiz.Bir avuç soytarıdan mı korkacağız.Yorumlarda Batu 41 in yorumuna canım çok sıkıldı.Utanmadan şarlatan bir almanın yazısını da eklemiş.Atatürk'ü resmen yahudi yapmış.Yazıklar olsun ona.Ama siz de çok güzel cevap vermişsiniz kutlarım sizi.Bu vatan için canını vermeye hazır bir adama bu hakaretler yakışmıyor.Tekrar yazıklar olsun.Kutluyorum bu güzel şiiri,selamlar.
İnşallah gardaşım inşallah....Okumaya değer bulursan sanırım yeterince değinilmiş acı gerçekler ne kadarda çakışıyor... Türkiye Cumhuriyeti 1923'te kurulmuş Gizli Yahudi Devletidir. ! Bu cümlenin içini ; Türkiye uzmanı, tecrübeli araştırmacı, gazeteci ve aynı zamanda ödüllü tarihçi Klaus Gunter Alman televizyonunda canlı yayında kelime kelimesine aşağıdaki cümleleri sarfederek dolduruyor. Her satırına imzamı atıyorum. Buyrun siz de okuyun ! ------- Şu anda yaşananları doğru yorumlamak için biraz geçmişe bakmak lazım. Ben Türk tarihi üzerinde de uzman birisiyim. Alman toplumu da dâhil, bütün Avrupa toplumları Türkiye'yi çok yanlış tanırlar. Gerçek Türkiye onların gördüğü gibi Müslüman bir Türkiye değildir. Türklerin gerçek İslam ile bağları kopalı nerede ise iki asır geçmiştir. Osmanlının son dönemi ile Cumhuriyet döneminde, ülkede halkın yaşam tarzı ve devletin uygulamaları gayri İslamidir. Son İslami idare Osmanlı zamanında mevcuttu. Osmanlı yıkıldıktan sonra Yeni Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. T.C. asla bir Türk ve İslam devleti olmadı. Evet, olmadı çünkü yeni devleti ve resmi ideolojiyi tesis edenler hep gizli Yahudiler ve gizli Ermeniler idi. Zaten Osmanlı’nın son dönemi de bir Türk İslam idaresi olarak tanımlanamaz. Türklerin mecbur kalarak da olsa ilan ettiği Tanzimat Fermanı ki 1839 yılında ilan edilmiştir, İslam dininin ve Türk kültürünün en temel esaslarını bile resmen inkar etti. Uygulamadan kaldırdı. İyi kötü araştırmış herkes bilir ki bu dönemde de Osmanlı paşalarının ve devlet adamlarının bir çoğu İngiliz işbirlikçisi gizi Ermeni ve Yahudilerdi. Osmanlının yıkılabilmiş olması, bir imkansızın başarılabilmiş olması anında bile Avrupalıların ve bölgede yaşayan gayri İslami unsurların akıllarında bunun sevincini yaşamaktan ziyade, 'Bir daha Osmanlı ya da başka bir İslami idare kurulmasına da mani olmak lazım. Bunu nasıl sağlarız’ endişeleri vardı. Bu nedenle, yeni T.C.'nin rejimi tamamen İngiliz gizli servisleri ile birlikte hareket eden Sabetaycı gizli Yahudiler ve Türkiye masonluğu tarafından kuruldu. Bu sırada, Sabetaycıların Kapani kolunun kontrolünde olan Türkiye Masonluğunun da çok büyük emeği oldu. Mesela ‘en büyük Türk’ ve ‘Türklerin atası’ anlamına gelen bir soy adını, tuhaftır ki henüz hayatta iken, henüz yaşamakta iken alan.. Kamal paşanın kendisi de, eşi Latife hanım da, diğer akrabaları da Sabetaycı gizli Yahudilerdi. Bunu batılı gerçek aydınların hepsi bilir... Yine o yıllarda ‘İstiklal savaşı kahramanı’ ve 'Büyük Türk Kurtarıcısı" konumunda gösterilen yüzlerce kişi de aslında Türk ve Müslüman değillerdi. Elbette ki kimse illa Türk ve Müslüman olmak zorunda değildi. Bununla birlikte hiç kimse Türkleri ve Müslüman unsurları aldatma ve gerçekte olduğundan başka bir kimlikte, gerçekte olduğundan başka bir inanışta ve fikriyatta görünme hakkına ve kaldı ki başka milletlerin ve devletlerin menfaatini gözetip taktik surette Türklere ihanet etme hakkına asla sahip değildi. Bir Katolik Hristiyan Alman olarak bunu ifade etmekte hiç zorlanmıyorum ki Ermeniler ve Yahudiler, asırlarca kendilerine çok adil ve insani şekilde muamele eden Müslüman Türklere karşı bu yaptıklarında haklı değillerdi. Birkaç yıl evvel Türkiye'deki Ermeni patriği, Fatih Sultan Mehmet'in mezarını ziyareti sırasında basın mensuplarına "O olmasaydı, biz Ermeniler olmazdık" dedi. Bu açıdan bakınca belki de günümüz Ermenilerini suçlamamak da gerekir. Ya da, açık kimliği ile yaşayıp Türklere ihanet etmeyen azınlıkları, diğerlerine karıştırmamak gerekir. O dönemde Türk ve Müslüman kimliğine bürünmüş gizli Ermeni ve Yahudiler, iktidarı ele geçirdikten sonra Türkleri nasıl yönlendirecekleri, yeniden dindar bir Osmanlının kurulmasının önüne nasıl geçebilecekleri konusunda da anlaşmazlık içinde oldular. Önce Türkleri Hristiyanlaştırmayı düşündüler. Kendi aralarında uzun uzun tartıştılar. Bunun uygulama esnasında başarısız olacağını öngörüp kısa sürede vazgeçtiler. Bu tartışmalar, pek çok saygın ismin hatıralarında yazılmış ve tarihe not düşülmüştür. Ardından Türkleri evrimci yapmak istediler. İşte Kamal paşa "Hepimiz maymunlarız, hepimiz süfreler gibi sudan çıktık" şeklindeki sözünü o zaman söyledi. Lakin Türklerin evrimci zihniyete sahip bir topluluk yapılamayacağı da öngörülüp bunda da ısrar edilmedi. Bir ara Türklerin tamamen dinsiz ve bütün dinleri inkar eden bir topluma dönüştürülmesi üzerinde duruldu. Bu plan gereği “Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin yerin dibini boylamasını istiyorum” şeklindeki sözlerini sarf etti Kamal Paşa... Yine benzeri şekilde “Hocaları, din ve namus telakkisini toptan kaldırmalıyız. CHP’yi ve memleketi din ve namus telakkisinden arındırılmış kişiler ile kısa sürede zengin edip güçlendirmeliyiz. Dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkûmdurlar” şeklindeki çok tartışılmış sözleri sarf ederek toplum üzerindeki etkisini ölçtü. Takdir edersiniz ki 1915 yılının son
Sevgili Kardeşim,yazdıklarında ve Alman'ın söyladiklerinde gerçek payı olabilir.Bu TRT de yayınlanan FİLİNTA dizisinde de işleniyor.Ancak bazı tarihçi ve yorumcular bizi bize düşman etmek için böyle algılar oluşturmaya çalışıyor.Ne Mutlu Türküm Diyene!diye haykıran bir lideri suçlamak doğru değil.Elbette üzerimize çok oyunlar oynanıyor.Atilla,Cengiz Han,Timur,Devletler,Beylikler,Osmalı ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti Hrist,yan Dünyası ve Avrupa için her zaman korkulacak kimsekerdir.Bu yüzden canını sıkma çoğu uyduruk ve aslı olmayan algı yaratan sözlerdir.Yorum için teşekkürler!Selamlarımla..
Sevgili Kardeşim,yazdıklarında ve Alman'ın söyladiklerinde gerçek payı olabilir.Bu TRT de yayınlanan FİLİNTA dizisinde de işleniyor.Ancak bazı tarihçi ve yorumcular bizi bize düşman etmek için böyle algılar oluşturmaya çalışıyor.Ne Mutlu Türküm Diyene!diye haykıran bir lideri suçlamak doğru değil.Elbette üzerimize çok oyunlar oynanıyor.Atilla,Cengiz Han,Timur,Devletler,Beylikler,Osmalı ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti Hrist,yan Dünyası ve Avrupa için her zaman korkulacak kimsekerdir.Bu yüzden canını sıkma çoğu uyduruk ve aslı olmayan algı yaratan sözlerdir.Yorum için teşekkürler!Selamlarımla..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.