2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1229
Okunma

düşürmeliydim sustalı bir ahkamın,
öksesine çığırtkanlığımı.
dilimin celladı olmalıydım!
bile isteye yapmalıydım bunu alkım kızı!
ite kaka kızıl bir alaza,
atmalıydım kendimi.
nefesimi de aşkının okyanusuna…
“hiç”lere döndürmeliydim nefsimi,
ki nefsimin tamamı sensin!
varım yoğum nefesimsin,
boynumun borcu da…
süreydim kendimi,
bakır çalığı dalgaların tuzuna.
yarenliğine efkarlı albatros kuşlarının,
güzel yüzün değseydi yalnız yüzüme.
“kara yüzü” görmeseydim…
“hiç”likte olmalıydı benim tek niyetim.
bendimi döke saça,
gizinin dehlizine girmeliydim!
gittiğim yerde yalnızca
bergüzarına eğilmeliydim!…
-kim”liğim ayalinle huzuruna geldi şimdi-
var sen sor hesabını bana!-
yediğim içtiğim acı çiğdem olsun
bundan sonra,
mayalansın canım hasretin;
bir gün dahi dönemeyeyim soluğuna…
çöreklen göğsümün kıpkızıl atlasına;
gelirim diye bekleme beni alkım kızı,
kıvrılmayı bilemedim yamacına!..
artık gözlerimi kapatıp da usulca,
keyifle bırakamayacağım,
kırlaşmış başımı kucağına…
ellerin gezinemeyecek saçlarımda,
okşadıkça yorgun saçlarımı,
bilemeyeceksin yaşadığım bütün mevsimleri.
dokundukça sevemeyeceksin beni,
dokunmadan seveceğim seni!..
o gün son tapınağımsın diyemeyeceğim,
ve bir kırlangıç edasıyla,
o mucizevi gülüşü sıvayamayacağım yüzüme…
gözlerimi açmadan görebilirdim oysa cemalini!
ışık saçan hülyalı, şehlalı bakışını;
canımı tatlı tatlı yakışını,
yamayabilirdim gözlerime seni,
bir daha açılmamak üzere…
Hidayet DAL/Can Sokağı Lambaları
5.0
100% (3)