13
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
834
Okunma
İçimden konuşup içimden bağırdım, ayni dil’den konuşamadığım hayata karşı
Anlasa ,
Sözlerimin eğriliginden
O kalp çarpıntısını
Saçak altlarınınn kalabalıklığından yer bulamayan kalbim
Kanatlanır
O fırtınalı yağmurlarda
Aklım bir karış havaya
Dünya telaşıyla basar
Ayaklarım
yine aynı kalabalıklığında duraklara
Herşey tadımlığında
Üfürür tin beden içre
Anlamadan daha
Yerle yeksanım
Sabah ezanlarında ilahi mağbed’im.
Keşfedilmek için ,
Beklediğim ikindiler de söner umudum..
Kayboluş öykülerinin
Son versiyonunu okurum
İnzivalarımda
İçime katlanan sayfalar ,
Pekte okunaklı olmayan şekliyle
Atılır raflardan
Takılırken gözlerim o her satırda geçen "yokluk" a
Altı çizilmiş sözler ,neşter parmak uçlarıma
Pıhtılaşmıs bir efkar ,
Gecelerde seyreltilen ..
Dipsiz karanlığın
Hayasız ben’lik çukurlarından göremez kimse
Sararmış cümle’mi
Camlarımda biriken kara bulutlar,
İçten dağılır
İçten parçalanır..
Susmak’la dikilir, parçalarım
Susmak
Nekahat
Yorgunluk
hiç var
olmayan deniz fenerlerine kürek çekmişliğimden
Hangi banka otursam dinlenmek icin
Cehenneme çıkış kapısı
İlle sokarlar ölmeden
Zaman aleyhte ilerlerken
sende
Asılırsın
şu şeytan tezgahında kalbinden
Şiar
5.0
100% (25)