1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
2898
Okunma
Yosun tutmuş bir kayanın
denizle komşu olması gibiydi sevdamız..
Martı beyazlığında ki endamın,
deniz kızı süzülüşünde ki inceliğin,
çılgın dalgaları dizginleyen sesin.
Ya gözlerinde ki mavilik,
ya saçlarına yapışan yakamoz.
Of of
sığ sularda,
sandalın kürek kıvamında
denize kulaç atmaktı sevdamız..
Gölge yok,
yüreğimi yakacak kumsal yok,
sığınacak iskele,
tebessümüne boğulduğumda
beni çekip çıkaracak cankurtaran yok.
Yunusların,
sevda türküleri eşliğinde,
kıpkırmızı güneşin altında kuruyan dudaklarımıza
su fırlatması gibiydi sevdamız.
Uçsuz bucaksız bir ufkun koynunda
deniz kokan tenine
bir meltem serinliği üflemekti sevdamız.
Ama an geldi büyü bozuldu
Bulutlar bu mutluluk tablosuna kara çaldı
bulutlar ağladı
ve yüreğinin derinliklerinde gizlenen deniz canlandı
ve deniz dalgalandı.
Ne yakamoz bıraktı hayallerimize
nede hayallerimizi sandalın koynunda barındırdı.
Ve deniz dalgalandı
Martıların çılgınca vaveylasına aldırış etmeden
sığınacak bir limanın yok mesafesinde
yunusca bir mutluluğun arefesinde
kızgın ve kıskanç dalgaların
hoyratlığına boğuldu sevdamız..
Deniz; seni ve sensizliği aynı anda yaşadığım
bir isyandı
ve isyanımda hala gözyaşlarım akıyor..
Deniz gibi...
5.0
100% (4)