1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1277
Okunma

Namaz, fevkalâde husûsî bir râbıtadır Eltâf-ı Mevlâ’ya;
Böylesine kudsî irtibât, hebâ edilmemeli Şeytâni riyâya.
Şu Ahfâd-ı Âdem -hakkıyla bir düşünseydi- Hakk’a visâli;
Durup dinlemenden -ahret tarlasını ekerdi- karınca misâli.
Her kim ahlâkın’ gözetip, kılarsa namazın’ huşû içinde;
Hakk’ın nazarına mazhar olur Kitâb’da, yirmi-üçün ikisinde.
Unutma! İnsanı yücelten her şey, sabırla alâkalı ihtirâzıdır;
Değil mi ki, Yusuf’u Mısır’a Sultân eden Züleyhâ’nın iftirâsıdır.
Kalbimizde ilk sıraya koymalıyız mutlakâ, Allâh’ı ve Rasûlü;
Boşa gitsin istemiyorsak şâyet, âhiret için ekilen mahsûlü.
Aman aman, haksızlık gördü mü dilsiz Şeytanı oynama;
Zuhrûf’un beşine kulak ver, gayyâ kuyusunu boylama.
Ezenin köpeği olma sakın, mezarını Besmele ile kazsınlar;
Ezilenin arslanı ol ki; mezar taşına it değil, yiğit yazsınlar.
Bu âlemde doğrulmayan, pişer mutlâka mâverâ’da ateşte,
Şâhit isteyen bir baksın, ne diyor Kur’ân; kamer’in ilk beşte.
Firavun mîsâli, son dakikaya bırakma tevbe ve secdeni;
Heder etme ne olur, zumer’in on-yedisindeki müjdeni.
Dîn dediğin ne kilisede, ne sinagogda, ne de câmidedir;
Deyyân’a karşı borçluluk bilincinde olan kulun kalbindedir.
.
5.0
100% (4)