20
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
1202
Okunma

Canhıraş yoksunluğumun dağınık çatısında,
Yanılsadığım vakur yılgıların tınısı kadar isyankâr
Ve ışık geçmez cephesinde sonlandırıldığım
Kasvetli gönül penceresinde:
Nöbete durduğum yokuşların tepesi,
O sitem yüklü öfkesini görmezden geldiğim
Tanrıçaların gizem yüklü siluetlerine
Ellerimle dokunup kıyama durduğum
Ve şifresi kâinatın en derininde…
Sancılı bir ölümün engebeli durağanlığı hele ki
Saplı kalmışlığıma rest çekerken evren,
Hanidir gizlendiğim kozamı kırıp
Ve kanatlarım flu bir gökkuşağına
Dönüşüp de uçtuğum çiçekten çiçeğe
Kanıksadığım ebemkuşağının çeperinde
Kayıtsız yalnızlığım kadar dokunaklı
Bir şarkı dilimde o tekil tekerleme.
Soyut imgelerin ümmet bildiği melekler kadar
Masum ve doğurgan iken tabiat:
Yoldan çıkmış kırık gözyaşı dolu
Tabutumun pervazında geçit verdiğim
Kaderin hükümranlığına yığdığım üç beş izlekten
Geri kalan acısı devrik bir gönle nazire eden Tanrı
Kadar kutsandığım aşka niyaz.
Ömrün serkeş yoksunluğu kadar buyurgan
O çetrefilli kanıksamazlığında
Ayvaz bir evham nasıl da şüphe yüklü:
Zerreciklerin ansız tezahüründe
Gömülü kaldığım toprak yüklü
Ve kayıp rotamın istem dışı kaygılarına
Rest çeken evren değil mi aslında,
Tahakküm yüklü imgelemine sitem eden,
O muğlâk yaratıların hicranını yok sayıp da
Hacizli bir aşkı kıble bilip,
Devingen ruhun notasız birlikteliğinde
Kuralsız bir cümlenin çeperine yığdığım
Tek bir izlekte asılı kalmanın hazin sonuna meyledip
Yaklaşmaktan ziyade ölüme.
Yok sayıldığım ümmetime söylediğim son cümle;
Asılsız ve inkârsız hangi söylence ise
İstifli, varsın uzağında kalayım
Rotasız bir geminin geçit verdiği
Sürüncemeleri kadar korkutucu hanidir
İz sürdüğüm evrenin çatısı ansızın soluklandığım
Kim bilir kaçıncı evre,
Ölüme dönük kim bilir hangi yüzün tasviri de
Bu denli kayıtsızım gün ve gece:
Kâh tamah yüklü kâh serzenişi nüktedan
Bir sancıyı buyur eden o hazin sona
Meyledip ölümüne raks ettiğim cennet bahçesi kadar
Yalıtkan bir aşka peşkeş çekerken şu naif benliği
Gıyabında demli bir yalnızlığa mahal veren
Kim bilir hangi düş bekçisi tutan elimden,
Son sözü söylemeden Tanrı.
O nüktedan hidayetine ermeyi dilediğim
Bir ömür güncesi benimki:
Olur da yüz sürdüğüm aşkın hürmetine
Ereceğim keramete asılsız ve ansız bir gündönümü,
Ertelenen ölüm öncesi.
5.0
100% (32)