uykuya yasak gözlerim
yorgun ve sabırsız
sabaha kaç asır var
gün doğacak mı geceye bilinmez

sebepsiz mi vuruldum
sebepsiz mi acılarım
bir yalanı mı yaşadım
bir yılanı mı sevdim

ya gelmezse yarın
ya yarıda kalırsa yaşanan
mutluydu giderken oysa
tedirgindi biraz
ürkekti bakışları
<kırılsam söylerdim> demişti
kırılmamıştı

aramadı ama
herhangi birine sarılır gibi mi sarılmıştı yoksa
teninin sıcaklığı yalan mıydı
bir yalanımı fısıldadı kulağıma
<istiyorum seni> öylesinemi söylenmişti

yalanım yok
sevmişim

güneşi sever gibi sevmişim
ararat ta ala geyiği sever gibi
fırat ın hırçın suyunu
güvercin kanadında özgürlüğü
baharda sevda güllerini
yunus gibi
ferhat gibi
mem gibi
tandırda taze nan gibi
damarda kızıl kan gibi
özüm gibi
kendim gibi
can gibi
yalanım yok
yılanda olsa sevmişim

kızıl saçında tan vaktini sevmişim
al dudağında kirazı
yanağında al elmayı sevmişim
yokluğunda hazanı
gül sinesinde zozanı sevmişim
kurşun gözlerinde kızıl perçemini sevmişim
sendeler yürüyüşünü
hançer gülüşünü sevmişim
yılanda olsa
yalanım yok
SEVMİŞİM