1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2585
Okunma

Kimisi yüz beş demişti
Kimisi yüz on beş
Bilen olmamıştı tam yaşını
Nedense
Seksen yazılmıştı mezar taşına
Kendiside bilmiyordu
Sorduğumda cevap veremiyordu
Seferberlikte dedenle evliydim
Hesapla dur diyordu
Başalıyordu anlatmaya:
“Ahh! O Uruslar varya O uruslar
Birde Ermeniler
Kuşatınca yurdumuzu
Yollara vurduk kendimizi”
Kimi eşeğe binmiş kimi kağnıya
Sırtında yavrusuyla kimde yaya
O gün öğlene doğru
Varmışlar Tahta Köprü’ye
İlk mola yeriymiş burası
Emzirmek istemiş yavrusunu bir ana
Ama; ne süt varmış anada
Ne hal kalmış yavruda
Zaten hastaymış
Memeyi emmeden ölmüş burada
Günler sürmüş yolculuk
Haftalar, aylar sürmüş
Hayvanlar telef olmuş
insanlar ölmüş.
Ölenler kefensiz gömülmüş
Ve sonunda Adana’ya varılmış
Biraz gülmüştü yüzler Adana’da
Ama özlem duyulmuştu yinede.
“Biz döndük kardeşim kaldı “ dedi
Anlatırken bunları
Doluyordu gözleri.
Ben sorardım o anlatırdı
O anlatırdı ben dinlerdim
Bir gün:
“Atatürk’ü gördün mü dedim?”
O da kim dedi.
Ben Atatürk dedikçe
O tanımam dedi
Şaşırdım
Peki nasıl kurtuldunuz dedim.
Yerinden hafifce doğruldu
Uzaklara bakar gibi baktı.
Gözlerinin içi parlamış,
Değişmişti bir anda
“MUSTAFA KEMAL PAŞA
Kurtardı oğul;
MUSTAFA KEMAL PAŞA” dedi
5.0
100% (1)