1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1142
Okunma

küçük kız çoçuğu selamlıyor günü
tutuşuyor şafaklar kızıl karanfil mevsiminde
pırıl pırıl çizmeler göndermiş babam bayram günü
şekerlemeler incirler göndermiş uzak mavi iklimlerden
çözülür elbet bir gün çözülür kutsal yazgılar mühürlü kapılar
gotik yalnızlıklar düşer sararmış albümlere
inmiş gökten lirik cennetimin meyvesi
adı tin adı çoğalan mahrem bir yalnızlık
dolaşıyor taş avlularda adın dilden dile
akdenizden ortadoğuya medeniyetlerin derin öğretileriyle
filizleniyor bereket ananın koynunda seninle bütün kutsal inançlar
kuşlar aşıyor denizleri kanat kanat
sarı solgun incir çiçeği gibi içimde giden sevgilinin boşluğu
yelkenli bir tekne arkamda delice
incir çiçekleri açmış göğsümde
çıplak günahkar gönülçelen
kadim medeniyetlerin kutsal meyvesi duy beni
sarp kayalıklarda bile açarsın yadırgamazsın yerini
duy beni ey tin duy iyileştir kadim yaralarımı
tutundum kanadı kırık incir kuşlarına
adın tin adın kuş öpüşü dudağımda
sinadan anadoluya yazılmış yazgın yoksul derviş selamıyla
kimi günahkar eylemiş seni
kimi akdenizden ortadoğuya savrurmuş bal damlayan rayihanı
eflatun kuşların kanatlarında azat et beni ey tin
sinadan anadoluya muharem günü aşuraya tat
mevlevi sofralarına mistik bir yalnızlık oluyor içi bal dolu incirler
Andolsun ki incire zeytine anadoluya
sevdik biz tepeden tırnağa varlık ile yokluk makamında
çağ yanıgınında çoğalarak sevdik ölümsüz meyveleri
alev alev azade sevgilerle
bulutlar üstünden gülümsedik meleklere
dirildi incir çiçekleri anısızın yalnızlığımızda
uyuya kalıyorum incir mevsiminde gelin bebeğimle
ağzında bal tadıyla küçük kız çocuğu selamlıyor
kadim yalnızlıklardan incir kuşlarını
anne neydi yiten
incir çiçekleri sensiz açtı ilk yazda
bense tufanlar bekliyorum göç türküleriyle avlular ortasında
5.0
100% (1)