22
Yorum
44
Beğeni
0,0
Puan
1311
Okunma

Saklımızda hüküm süren ne amansız hazandır bu
Bulutlanmış bir çift gözde dönülmeyen Fizandır bu
Sessizliğe paha biçen hüznün rengi biter mi hiç
Sinesini döve döve duygusunu yazandır bu
Duman çökmüş baş haleli, zülüf düşmüş gamlı teli
Endamını kırışından belli zaten, nazandır bu
İç geçirip kabarınca çarpıp kanadın ucuna
Gökte uçan güvercini muhabbetle süzendir bu
Aşıkların otağında kaybolmaktan şaşkın, aciz
Bir çerağın mihrabında yıldızları çizendir bu
Gölgesinde neler saklı sezilmiyor hiç niyeti
Faili bir gülüş ile oyunları bozandır bu
Ah ettikçe var gayretle geçip feleğin çarkından
Yürekleri kaldırarak döne döne tozandır bu
Ay ışığı bahçesinde derinlerde sırlı küpü
Ayrılığın lehçesinde vedaları sezendir bu
Neşe yitik dargın şemsle araları haylı serin
Telaşından toprak sebil etrafını ezendir bu
Ömür cana azık deyip kendisine yol gösterip
İhvanları yunup tek tek gönülleri kazandır bu
İliklenip soğuk güne biçare dilsiz dudaksız
Nefsini taşıyan zatla candan geçip bezendir bu
Bitmeyecek davasını göğüsleyip şafak vakti
Akla zarar dünyasıyla pazarlıksız gezendir bu
Hislerinin saçağından söküldükçe iplik iplik
Hiç olmanın makamına manileri dizendir bu
Ölene dek mahsun bakış; gözyaşına mahzendir bu
Güzelliği ihraz eden garipçe bir neyzendir bu...
Nezahat YILDIZ KAYA