5
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1226
Okunma

Kaç takvim yaprağı kopacak
Kaçıncı sonbahara şahit olacak bu ömür
Gine sonbahar
Çetin kışa inat
Soyunmaya başlaması ağacın
Sararan yapraklarını
Rüzgârlara teslim etmesi
Dalda bir serçe
Umutları;
Dalı kırılacak
Umutları uçacak belkide
Yuvası yıkılan serçenin
Kendine bile itiraf edemediği
Çaresizlik içinde
Yatağını arayan
Bir akarsu kadar
Saf ve temiz
Kaçıncı kışa hazırlık
Sesli eylemler yapsanda
Dokunsalar sana
Halini hatırını da sorsalar
Ürkersin
Çünkü yüreğin buruk
Ne söyleseler
Dokunur sana
Sessizlik hakim olan ikliminde
Kaybetmişliğin acısını yaşarken
O küçük gözlerinde
Acılarından arta kalan
Kayıp zamanlarından
Gönüldeki baharın coşkusu
Yaşamak için hep bir umuttur
Ömrünün yokuşlarından
Dümdüz giderken
Rüzgârın savurduğu
Kırıntılı hayatının
Parçalı hayalleriyle
Sonrasının ne olacağını bilemeden
Siyah ile beyaz arasında kalan
Gri bir serçe
Göçmen yada bir seyyah
Kanadı kırık
Uçamayan
Hiçbir dala konamayan
Garip bir serçe
Uçmaya mecalin kalmadı artık
Zaten kanatlarında kırık
Dallarında güzel ezgiler dinlediğin
Ömrünü geçirdiğin
O muazzam zevki yaşadığın
Sonbaharın ;
Yapraklarını döküyor artık
İçine kaçtığın son kış olmayacak belkide
Ne ağlamaya hakkın var
Ne de uçmaya
Uçsanda kanadın kırık
Karanlıklar hep korkutur seni
Konamazsın
Konsanda kalamazsın
Geldin
Gidiyorsun
Kanadı kırık
Gizli kanayan yaranla
Mendile sarmaktan başka bir şey gelmez elinden
Gönlünde parçalı bulutlu bir hava
Varsın güneş doğmasın sancağına
Ekim’de
Suskunluk
Kanadı kırık
Gerçektir serçenin
Ağlayınca öldüğü
Ve sen ağlıyorsun...
5.0
100% (9)