Aşkın tarifini isteme benden,
Kekeler dururum, lal gibi gibi.
Hani aklın firar, uçar ya senden,
İşte öyle bir hal, hal gibi gibi.

Bu yangın gözlerde başlar zamansız
Ateş yâr elinden, yakar amansız,
İçin için yanar, issiz dumansız,
İşte öyle bir kül, kül gibi gibi.

Bir çiçek düşün ki, aldan sarıya,
Henüz yeni gonca,yarı yarıya.
Miski amber koku,saçar arıya,
İşte öyle bir bal, bal gibi gibi.

Nisan yağmurunun,toprak kokusu,
Taze filizlenmiş yaprak dokusu,
Bülbül yarasının sancı yakısı
İşte öyle bir gül, gül gibi gibi.

Yusuf’un kuyusu,Kerem bağında,
Mecnun’un çölünde, Ferhat dağında,
Tıpkı çıkmaz sokak, sevda bağında
İşte öyle bir yol, yol gibi gibi.

Aşk kefene düşmez tahtı tacından
Ağlatır neşeden bazen acından,
Döktürür yaşını, kirpik ucundan.
İşte öyle bir sel, sel gibi gibi.

Bilemezsen kadri, kıymet değeri,
Ne keşkesi olur, ne de meğeri.
Yanından yol alır atı eğeri,
İşte öyle bir el, el gibi gibi.

KUL FİGANİ (Erdem GÜMÜŞ)
27.10.2015