Kalemokşadım serin rüzgarlar gibi sürdüm yüzünü ak kağıda dedim, söksen boynumdaki zincirleri dedi, diline söyle zincir ona bağlı vardım dilimin şehrine sönmemiş ışıklarıyla karanlık sokaklarında dolandım avare dedim, söksen zincirlerimi aksa sular kavuşsa denizine dedi, yüreğine söyle anahtar onun köhne zulasında süklüm büklüm vardım huzuruna söğüt dalları gibi eğildim adı gönül, ağırlığı taştan ziyade, tadı şekere zehir bulaşığı dedim, söksen zincirlerimi anlatsam gök kuşağının renklerini görmeyenlere niye yağdığını yağmurların gölgelerin sürek avını sus dedi susarak susturucu takıp çekti tetiği kurşun biliyordu adresi kalem yıkıldı frezya |