6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1370
Okunma

Dönüş ibresi
pervasız bir acelede
oysa
kırık özleyiş
ağır aksak
demir almak ister
küstah zamanın
yüzsüz
alın çatısından
Bir an
bir an daha
çok görmese
ne olurdu sanki devran
ki;
o yarin
gamzelerine yansısaydı
derin bedenin
feryadı
Vakit tamam
Seferi bir adamın
gölgesine sığınır
artık tüm makamlar
hüzzama yönelir
adımlar çaresiz
Saklanıp
alaca karanlığa
örtünmek ister
kocaman
acı
devrilir
dalgın bakışlar
Tarafından
sevilmez artık
durgun
yol aralıklarındaki
duraklarda
kulaklara vurup
yankılanan
bin bir ses
Lakin
zamana sıkılan
her kurşun
rüzgarın ucunda
yitip
üç adım öteye düşer
Can,
cansız tetik
Yoktur
adama
andan başka zaman
Denizin dudağında
sürüklenen hasreti
dalgalarına yüklediği
çığlığıyla
adı bilinmez
sahilleri döver durur
gecenin
umarsız vakitlerinde
dağılıp
azalır sessizliğe
Isırıp sızısını
katık eder
dilinin dertli yanını
uzaklaşan
fesleğen kokuları
karışır
ansızın
yudumlanan
her katran karası çaya
avunur
damağında
kalanlarla
Gün ağarır
biçare
Ve
merhaba koca şehir
Bilebilsen
o cana ne ağırsın
// ah canına yandığım
İstanbul
artık çekilmiyorsun…
Sen yar kadar
Sevilmiyorsun …..