Çok hoş geldin
Deli gitmelerin
Topuklarını yırtan ayak seslerinin
Yalın kalmışlığına
Hoş geldin
İç ağlamalı aylaklığımı sağaltan anestezik devrimlerin
Yön yitiği sağ yanına
Bir varmış bir yokmuş hesabı yapmayan
Rûya evveli masallarımın Kaf Dağı’na
Pamuk Prensesle elma ortaklığına
7 Cücenin taht deviren 8. kahramanına
Kız kulesinin tenini
Zehriyle muhâsara eden yılanın
Şâhitlere kapalı duruşmasına
Saçları yolunan Rapunzel’in aşkının
Körlüğüne yol bulduran gözyaşlarına
Hoş geldin
Raporunu yırtarak
Akıllılığında aklanmaya çalışan Deli Sevdam
Hoş geldin



Hadi
Gecenin en çıplak ayaklı saatlerinde
Menevişli dalgır bir yolda
Dalgın dalgın ilerleyen
Biribirine yabancı yalpak iki adım olalım
Bohçamızda
Sandık lekesini emziren
Çeyizlik hayaller büyütmüş kaçak bir sevda
Eli eline değmemiş meçhlûl-u ahvâl bir yarın
Yüz görümlüğü bir güneş asılarak boynuna
Duvağı kaldırılan
Ovulasyonu düzensiz kısır bir yarın
Şu şiiri de bitiririp
Geçersek bir masalın kerevetine
Kurtuluruz



Dik dur Sevdam
Az daha dayanalım umudumuza
Ve vurulalım ardımızdan
Vurulalım kaç yazar
Arkamızda bıraktıklarımızın kınında paslanan kanın
En keskin yanıyla
Sus
Sus ki
Kim vurduya çıkmasın adımız
Bizim buralarda
Kahpece arkadan vurulur firârî aşklar



Dem
Bu demdir Sevgili
Sen
Tümevarım bir eylemle
Efrûz’un yalaz yalaz çakımları altında
Bütünlerken
Tümlerken kendini
Ben tümden dağıldım
Parçalandım
Bölündüm tümüme varamadan
3 el ateşin
3.sünü tutuyorum bak
Gözümün Orta doğusu’nda
Göğsümün Güneyîne batan Asyam’da
Hadi
Efrûz’u katledip
Sen topla hücrelerimi
Kan pıhtılarımın sıçradığı surlarda
Mescid-i Aksa’da
Beytü’l- Makdis’de
Ilya’da
Beytü’l Mukaddes’te



Nuh’un Kenanı’na
Muhammed’in İsra ve Miracı’na and olsun ki
Allah affetmeyecek şiddet yanlısı ruhunu
Yek katre şarap ile
Islatmazsan kavruk ruhumu
Bâbil’in Asma Bahçelerinde





BİR SENDE ŞÂİRMİŞİM MEĞER