0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
789
Okunma

herkes ne kadar çok kendi aleminde
unutulmuş eski acıları
eskiciye verecek kadar eskiterek
dünün silik çizgisinin üstüne ekiyor
taptaze düşleri
şimdiki zaman ahtapot kollarıyla sarıyor
elbet geçmişin kaburgalarını kırarak
bu sızan kızıllığın menşei
kızılcık şerbeti olmalı
yara saramayan sözcükleri sarfetmektense
suspus mevsiminde körebe oynamak
ne kadarda cazip
yenilip içilenin hatrı bir kenara
merhabasız günlere denk düşüyor belli
yaşama kavgasının dağ titreten telaşı
taksit taksit azalıyor dostluklar
ne kadar sadık kılmış insanı zaman
her birinde zuhur etmiş ödeme telaşı
herkeste inadına bir meşguliyet
kimsenin zamanı yok
daldaki serçeyle gözgöze gelmeye
ekin sapıyla güreşen karıncayı sevmeye
bu kadar çabuk mu vazgeçer insan
dilime otağ kurarken
ağustos tövbeleri
ali rıfat arku
26/08/20015
istanbul
5.0
100% (1)