1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1009
Okunma
Bu gece iliklerime sen işlendin
Oysa benden köşe bucak kaçardın minik serçe
Yüzünü ay okşadığı bir gece sevdim seni
Tül tül indi kirpiklerin
Kapandı senden önceki tüm yaralar
Eskiye dair ne varsa sildin ya esmer kız
Ve az önce seni fısıldadı ispanyol nağmeleri
Ellerinde kızıl gülleri ile allı güllü yosmalar
Yüreğime çöreklendin çingenem
Haydi uçuşsun fırfırlı eteklerin
Ellerinde beyaz güllerin kızaran utangıçlığı
Kahkahaların yaralı sesiydi içime dolan
O yüzden kulaklarımı tıkadım seni anımsatan tüm sözcüklere
Bu gece iliklerime sen işlendin
Bu duyduğun müzik değil yalnız bir palyaçonun ağlama sesi
Oysa benden köşe bucak kaçardın minik serçe
Kulaklarım tüm sözcüklere kapalı
İçimde kelimeler yas tuttu
Hangi iklimde doğmak isterdin yas tutan yazda mı
Sürgün vurgunu martılar mevsiminde mi
Göçebe çadırında unutulan mektuplardaki mürekep gibiyim şimdi
Solgun ömrümde moraran tenim gibi dertli
Eski sevdaların üç asırlık kehanetinde görünen bizdik oysa
Çingene mevsiminde doğmuşuz
O yüzden özgürlüğün etekleri dönüyor belinde
Teninde güneş dansa başlardı esmerleşirdi sevdalar
Efsunlu mavinin tonları büyülerdi gözlerine bakanlar
Şiir gibi akardı lisanın biliyorsu değil mi
İşte o yüzden şair oldum esmer kız
Haydi vur zilleri vur topukları yüreğime
Dudağına sür çingene pembesini yine
En çokta çingene pembesi yakışırdı biliyorsun değil mi
Sen üç asırlık kadim bir sevdanın susan lisanısın çingenem
Ben unutulan son asırda yas tutan bir şair
Mahmudiye Düzkaya
5.0
100% (3)