10
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
997
Okunma

Kırmızı bir iskelet asılı başucumda
Rengi yorgun gözlerimin kıyısında
Hele ki demlenirken bin bir imgeyle.
Sağalttım bu gece hüznü
Yok sayıp da kaybolmadan nöbette her daim
Kıvrandığım o boyutsuz mekân
Belki de bir müsvedde kadar durağan
Ve kırılgan şu hükümsüz gece.
İnkâr edemediğim bir tahakküm
Sersefil ve ne çok çekince
Soluklandığım kıyısında ne varsa
Rengi yine kırmızıya çalan
Yer gök izafi o sağanakta
Göz gözü görmez iken.
Haydi, koş sen de sevgili
Bilirim ki yine tutmayacaksın elimden.
Ne gam,
Taşıdığım yük yeter ikimize de
Kaybolduğun o gün olsa da miladım
Başlangıç bildiğim o hazin ve yoksun kılındığım
Yaprak savurduğum takvimdeki tek izlek
Altında imzan.
5.0
100% (17)