14
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
911
Okunma

Mestane olmuşum, ey afitâb’ım
Baht-ı yâr eyledin, nasıl hâl böyle
Sükût-u ezada, gönül serâb’ım
Ey aşk-ı erbâb’ım, mest eyle neyle
Ayın ondördüdür, cemali yârin
Dokunsan kırılır, o kadar narin
Gözlerinde mâna, ne kadar derin
Çöl akşamlarında, san ki bir leyla
Bulduğum her sevda, döndü direkten
Bu gönül ne çekti, bilsen firaktan
Kendinden geçerek, candan, yürekten
Ömrünce bir kere, sevdin mi söyle
Saçlar bukle bukle, ne güzel lüle
Azad’lama fazla, bırakma yele
Asumanda siman, yansıyor güle
Bu gece başımda, dolansın ayla
Ey canan; şu ismin, hoş gelir dile
Kardeşlermiş meğer, mutluluk çile
Şarkılar söylersin, bülbüller ile
Sesin geliyor bak, doyumsuz layla
Açıp kollarını, coşkuyla, hazla
Adım haykırdın mı, gür bir avazla
Bir sevgili gibi, en güzel sözle
Gönlümü al benim, kahveyle çayla
Lüzumsuz bitkinsin, nedir bu halin
Hoyrat rüzgar esmiş, kırılmış dalın
Yaş yarıyı geçmiş, solmuş cemalin
İsyana gerek yok, her sevda öyle
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
ETEK YAZILARI
MESTANE: Kendinden geçme
AFİTAP: Gülen yüz
BAHT-I YAR: Mutlu, huzurlu, geleceği güzel
SÜKUT-U EZA : Suskun acı, sessizce acı çekmek
SERAP: Çölde olmayan şeyi varmış gibi görmek, hayali
CEMAL: Yüz çehre
FİRAK : Ayrılık
LAYLA: Ninni
AYLA: Ay ve yıldızların çevresindeki ışık
ASUMAN: Gökyüzü
BUKLE: Küçük kıvrımları olan saç
LÜLE: Bükülmüş, dürülmüş
AZAD: Özgür bırakma, salma
5.0
100% (16)