14
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
1520
Okunma

Sırların sır tutmaz yankısında
Sıra sıra insanlar sıradanlığın
Karmaşasında ve sırlı gecelerin koynunda
Bölünmüş iken bin parçaya
Asaleti ile sunumda doğa
Ve kayıplarda vicdan
Onca yükün ağırlığı
Ve dökülen parça parça kiri, pası.
Durağanlığında sakil hayatların
Peyder pey göç ederken turnalar
Sözüm ona kefaretini ödemekte insanoğlu
Hibeli yalnızlıkların sesi kadar sessiz
İçinde ısıtılmış yüreklerin nazı, niyazı.
Tümlerken heceler yarımlıkları ile
Ağlayan sızıları
Sancısı biteviye ıssızlık yakarken canını.
Namzet belki de ya da tefekküründe
Kucaklamaksa geç kalmadan umut dolu
Yarınlar henüz varmadan kadim durağına.
Kırık bir sarnıcın dibinde toz tutmuşken
Dilekler o pejmürde kimliğinde
Tek çare iken kalan geride.
Islah olsa keşke kötülük,
Keşke ötelense nefret
Kalmadan ağlamaklı tek bir izlek.
Rücu eden ne varsa aslına,
Kavuşmaksa doğduğu günkü saflığına.
Ya, ardında kalan
Hele ki onca talan
Yine insana dair
İzleri kalıcı alabildiğine
Mirası ta güne uzanan.
Sefil yadsımazlığında
Nasıl da tahakkümperver
Bir nebze de olsa merhamet
Dillenmediyse gönlün enginliğinde
Son bulmak adına
Sayarken günleri tek tek.
Reva görülen mi yaşanan
Yoksa tezahürü mü zulmün.
Karaya çalmakta gökyüzü
Hoyrat rüzgârın ne varsa
Kırıp döktüğü.
Ne inkârı mümkün olup bitenin
Ne de koyamadık gitti mührü.
Sükûtu mesken eylemiş gönül
Beyhude dostum, mazlumdur her daim
Göze batan ve nasıl da sefil.
5.0
96% (24)
4.0
4% (1)