0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
822
Okunma
Aldım gitti saldım gitti sattım bitti
Ben küçükken yani ben küçükken ilk kez konuşmaya başladığımda
İlk kelimem MAVİ olmuş o kadar yani
Her şey birdenbire oldu aniden
Nehirleri ne çok sevdiğimi onlara ayrı bir merakım olduğunu sonraları farkettim
Farkettiğimde tam on yedi yaşındaydım
Su gibi terütaze bir çocuktum yani
Gördüğüm bir filmdi kanıma giren Niagara şelalesi yok yok o değildi
Ha hatrıladım Dönüşü olmayan nehir
Şimdi düşünüyorum da o zamanlar ne güzelmiş filmler
Aslında denizleri gölleri suyu çok severim yani ben su severim
Su olmayan bir yerde denizden çıkmış gibiyim
Nasıl yani şimdi bizim dörtte üçümüz mü su yo yo
Bir miskal et ve kemik vardır bende gerisi su
Bengisu ne demekti
Bu yaşa kadar maviydi rengim şimdilerde bir bakıyorum
Erguvanlaşıyorum ben her yaz son demlerde Erguvanlaşıyorum
İstanbul olmak yeterdi oysa bana ki Ortanca’dır diğer çiçeğim
Lavanta kokar benim hayatım
Hayalimi bir küheylan gibi koşturdum anadoluya gittim Fırat’a Dicle’ye
Yedi göllere Munzur’a Aras’a uzandım Iğdır’a kadar ordan da
Bir kucak anı aldım dönüşümde bir baktım ki başım dönüyor mutluluktan
Sonra hepsini yükledim bir takaya bahçelerimi
Gül gülistanlarımı dereboyu kavaklarımı söğütlerimi yükledim hayalime
Ketumlar mı desem dilsizler mi çok sabırlılar
Birinden biri ağzını açsa itiraz etse ya manzara şahaneydi
Bende akıp Gidiyorum sanki bir saman çöpü gibi hafif
Hepsini tahakkümüm altına almıştım
Dünya işte gücü yeten yetene benim de hayallerime
Umutlarıma gücüm yetiyor zayıf bir ihtimal de olsa bekliyorum
Güneşi gülümseyen bulutları afacan bir beldenin bercestesiyim
Ya da bir MED CEZİR bir gidip bir geliyorum kendime doğru
Epeyi bir yol aldım sanıyordum ama sürprizleri bozmaya hevesliler vardır ya
Ah şu gerçekler parasız tek eğlendiğim gezegen hayallerimin gezegeni
Her şey elimin altında sanki Harput’un buz bağlarında soğutulmuş gibi
Dağ yemişleri bir yanı çatlamış tadından şerbeti akan incirler gibi ki
Herkes benim kadar mutlu olmayabilir zira tarifi bende
Gezinip duruyorum bir Datça’da bir orada bir burada
Su olsun da sahil olsun da yeter başka ne isterim
Bu keyfimi en kral eleştirmen bile bozamaz
Boza seven birini bir kış gecesi BOZAAA diye bağıran satıcının sesi
Ne kadar mutlu ediyor sıcak geliyorsa sesi
Bana da fırından çıkmış taze ekmeği yer gibi bir doygunlık huzur veriyor
Ya da susamlı çıtır bir simiti yer bir yandan balıklara atar gibi
Hayallerimle doymak benim tek lüksüm
Susam kokusuyla mest olmak gibi
Ve de usanmadan gına gelmeden temcit pilavı gibi her övün ısıttığım
Yüksel Nimet Apel
9/Temmuz/2015/Cuma/Bodrum