Uçsuz bucaksız enginlere dalarken gözlerin feri
Ararken sabırla mavilikleri
Martılar kanat çırpar semalarında
Simit atanlara koşarlar coşkuyla
Azar azar çıkar ağızdan sözler
Kıtlama çay gibi eh idare eder
Anlatılmazsın...




Terazi, kefe misali dengelemeye çalışırken alemi
Kim başarabilmiş diyenleri
Duyar gibi oluyorum şimdi




Heyhat..
Bir kuş olsam
Kanat çırpsam sularında özgürce
Sonra konsam Adalarına
ve sonra yeniden uçsam..uçsam
Alsam kalemi, kağıdı elime
Döksem seni satırlara
Biter misin Marmara ?




Biliyor musun ?
Bu aralar seni daha iyi anlamaya başladım
Sen dalgalarınla , ben sözlerle itiraftayım
Susanların suskularını duyuyoruz senle birlikte
Lal bir alfabe icat etmişler nedense
Onlar sustukça ben duyuyorum oysa




Sen hep mavisin
Onlarsa gri
Yakışmıyor değil mi..?




Alacakaranlıkta med- cezir vakti
Ilık bir lodos esiyor apansız
Dağıtıyor sülfile çekilmiş düşünleri
Sanırlar ki, hayat bir karalama defteri




Masada her şey hazır
Tıpkı eskisi gibi
Bense yine seni damıtıyorum geceye
Divit, hokka haşır neşir


Zaman neyi değiştirir ?


HAZAN