3
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
821
Okunma

Yaşamak ağrısı asıldı boynuma
Oysa türkü tadında yaşamak isterdim
Ölmek ne garip şey anne.... Nevzat ÇELİK
Bulutlar yere düşmüştü
Bense sislerin kucağına
Asılı kalmıştı gökte güneşin takvimi
Toprağı öpüyordu kuşların gagası
Ve..................
Sen beni arıyordun bu kızılca kıyamette.
Üzerime yıldız bereketi üşüşmüş
Gözlerime ay oturmuştu
Nefes alamıyordum ağzıma dolan ışıktan
Adını fısıldadım olanca sesimle
Sadece kendim duydum
Sanki sağırdı tüm kainat
Belkide,
karabasan bir düşün içine düşmüştüm.
Sen neredeydin gün/eşim
Göremiyor,
Dokunamıyordum efsunlu yüzüne.
Ağır ,
Islak bir toprak kokusu geziniyordu burnumda
Bahar mı dolanıyordu yoksa başımda.
Çiçeksiz bahar olur mu
Çimlere değmiyor ki ayaklarım
Sağımdan soluma çeviremiyorum bakışlarımı.
Söyle sevgili...
Kim döktü bu humuslu konfetiyi üzerime
Kirpiklerimde hala bir heyelan korkusu var.
Denize ulaşmamış nehrimin kuruyan tortusu
sızıyor ellerimden.
Kaydı kayacak umudumun direnci uçurumdan.
Dehlizin ucundan yankılanıyor siyah sesler .
Hıçkırıyor annem.
Dizini dövüyor babam.
Nedense,
Şaşkın cümle alem...
Öldüm sensiz
Sana gülümserken
Ben biliyordum
Sana geleceğim o gün
Gamlı bir baykuş müjdelemişti
Akasya kokulu akşamın son akşamım olacağını.
Üzülme ölümüne sevdiğim yar
Ben gelirim usulca nefesinden öpmeye
Terlemiş saçlarını rüzgarım la kurutmaya
Pembe düşlerinde korkmadan uyutmaya...
Biliyormusun canımdan öte can bildiğim
Ben korkmuyorum ölümden
Beni korkutan sensiz yalnızlık
Sesinden öte
Teninden ötelerde uyumak.
Keşke yazgının kalemi elimde olsaydı
Ya ben seninle
Ya da sen benimle
Aynı gün,aynı saat nefesimiz dolsaydı.
Dilek USTA