Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
Şaban Aktaş (Homerotik)
Şaban Aktaş (Homerotik)

'HASRET BURCU' *

Yorum

'HASRET BURCU' *

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1888

Okunma

'HASRET BURCU' *

'HASRET BURCU' *


Ruhunu ben senin tanımaz mıyım
Gözlerin ruhumun aynası sanki
Bir yanlışlık olsa yanılmaz mıyım
Bakışın hep aynı hep o ilk anki

Geceler gözünde derinleşiyor
Kor alev közünde serinleşiyor
Kirpiklerin kâlbi derin deşiyor
Ok yağmurlarına tuttun inan ki

Bu sevdanın t/aşkın seli çayı var
Ruh bedenden eşkin deli tayı var
Ay yüzünde ışkın senden payı var
Baktıkça nur yağar gönlüme sanki

Okyanuslar göğe ayna tutuyor
Aynası gönlümün göğü yutuyor
Kayan tüm yıldızlar kâlbe batıyor
Dilek ağacına döndüm inan ki

Gözlerinde hasret burcunu gördüm
Sevdayla şefkatin harcını kardım
Yağmurla sağanak borcunu verdim
Alacakla borcum ödendi sanki


Şaban AKTAŞ
09.07.2015




Fotoğraf: Şaban AKTAŞ



* Behçet Necatigil

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'hasret burcu' * Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz 'hasret burcu' * şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'HASRET BURCU' * şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Şaban Aktaş (Homerotik)
Şaban Aktaş (Homerotik), @saban-aktas-homerotik
10.7.2015 05:04:25
ŞİİRİN ÜÇ BURCU/ B. NECATİGİL

“bence şair, hayatı boyunca, üç burçtan: gurbet, hasret ve hikmet burçlarından geçiyor. ilki gurbet burcudur; şair önce bir süre bir gurbeti yaşar. sanki robinson gibi, ıssız bir adaya düşmüştür. sağda solda eline geçirdiği öteberiyle kendine bir barınak yapar. bir korunma içgüdüsü, onu, bulduklarıyla bir yapı, bir çatı kurmaya ve varlığını böylece kanıtlamaya zorlar. tam bilincinde değildir yazdıklarının ve bu dönemde rastlantının payı büyüktür. beğenisi sağlam temellere oturmamıştır. beğendikleri, iyi şairler de olabilir, kötü şairler de. gününün ustalarına raslamışsa, bu onun için bir şanstır. onlar gibi yazar; onlardan farksız da, onlardan iyi de yazabilir. ne var ki özentidir, taklit ve kendini arayıştır bu dönem ürünleri. yeri, zamanca kendine yakın birkaç kuşak içinde bir şairin tekrarıdır. gurbet burcudur bu. burada ne kadar kalınacağı da, şairine göre değişir. sonra sıra ikinci döneme, hasret burcuna gelir. şair, şiirini özlüyor, gurbetlerde oyalanmanın zaman kaybından başka bir şey olmadığını gördü. yazdıklarında da ne kadar kendisi, ne oranda başkaları olduğunu gördü. kendine özlemiyle dolmuştur. yoğunlaşır, belirginleşir bu özlem. şimdi şikâyetleri, tedirginlikleri kişisel biçimlere girer, kendi bakış açısını, kendi yazış biçimini bu süreçte bulur. saplantıları, inançları dikeyinde derinleşir. sularda halkalar eşmerkezlidir, kıyılara daha sert çarpar. şair, büyülenmiş gibi, içinde uzayıp giden kendi kervanının peşinde, asıl bu hasret döneminde, önleyemediği bir güçle kendini, kendi dünyasını aktarır bize. zaman geçer, birden görür: çevreyi, dünyayı dilediğince bir biçime sokmanın zorluğunu görür. mutluluk (çapı belli bir çevrenin ya da çok geniş bir alanın, diyelim dünyanın mutluluğu) hâlâ gerçekleşmemiştir. bunu anlar. anlar ki, kendi küçük özlemlerini bile gerçekleştirememiş, yakın çevreyi bile değiştirememiştir. gösterdikleri, hatırlattıkları yüzde kaç uygulanmış, sözü ne dereceye kadar geçerli olmuştur; görür, yazdı da ne oldu!o zaman hikmet burcuna girer. hikmet çapraşıktır ve çok az değişir. geçmişin büyük şairlerini o zaman anlar. niçin her biri bir yerde kötümser olmuş, dışımızdaki zamanın içimizdeki vakti nasıl çabuk tükettiğini algılamanın acısıyla niçin her biri yunus’laşmış, hayyam’laşmış, galip’leşmiştir. şair hikmet döneminde daha çok, değişmez alınyazısına geçer. kader ki alınyazısı değildir, en ileri uygarlık kesimlerinde de vardır. ve insan bıkar. özlemiştir, olmamıştır, bıkar. şimdi neye sığınacaktır: hikmet burcuna geçer. şikâyetlerin, isyanın şiiri; zamanla yerini, kabulün, benimsemenin, vazgeçişin şiirine bırakır. sözlüklere baksanız, nedir hikmet: bilgelik, gizli neden, insanlarca tanrı’nın anlaşılmaz amacı. ve bütün büyük şairler, bir gün gelmiş, hattâ günlersiz ayarsız, önceden, hikmet burcuna girmişlerdir. ve kalan, galiba daha çok, hikmet burcu ürünleridir. insanın en şaşmaz falını hikmet burcu gösteriyor; çünkü gurbetler geçici, hasretler geçici ve ebedî insan hikmet burcunda yaşıyor.”
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL