Bir deli sevdam var asla vaz geçmem Hasretle adına şiir yazarım Kurusa damağım onsuz su içmem Mecnun çölde gezse Vey de yüzerim
Ülküm her gecen gün tüter gözümde Turan alev olur yanar közümde Sönmez ki bu ateş candır özümde Körükler yüreğim eser azarım
Ruhuma işlenmiş silsem silinmez Ölümlü bedende yaşar ölünmez Kemikle et olduk asla bölünmez Damardan damlarım tene sızarım
Niyetim bellidir yücelsin ırkım Rüyam kızıl elma hayalim ülküm Ben Orta Asya da Kafkasi Türküm Ferhatca dağları düşler kazarım Ülkümle uykuya dalar sızarım
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiir bütün olarak güzel ve anlam doluydu severek okudum dostum Kutluyorum Kalemin susmasın __________________________________________________________Selamlar
Bende sadece okumakla yetineyim. Eleştiri ve yorum yazacağım şiire, gardaşlık bir dost sen kaldın. Böyle iyi; kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayacağım, karar aldım. :) Selam ve duamlasın. Saygılarımla.
Vey sözcüğü için açıklamayı merhum Dilaver Cebeci'nin kaleminden ve kelamından paylaşmak isterim
vey irmağı
yer yüzünde ırmaklar çoktur. kimi ağır, yorgun sessiz akar, kimi baş dumanlı dağalrın arasından çoğalıp gider, kimi fuzuli'nin dediği gibi, '' başını taştan taşa vurup gezer''. ama vey onlara benzemez. ben vey irmağını görmedim. görmedim ama, bilirim ki; vey'in bütün ırmaklardan başka bir yanı vardır. vey tuna'ya bile benzemez.kızılırmak mı diyorsunuz? çok dertleşmişimdir onunla. onun kııylarında yılgınlar olur. geceleri, onun kıyılarında, hitit savaş arabalarının tekerlek seslerini duyarsınız. bir köprü başında allı gelinin türkülerini duyarsınız. aras mı dediniz, fırat mı, dicle mi dediniz? günlük hayatımızın her anında, bizimle yanyana, bizimle iç içe, bizimle kankerdeştir onlar.
ben vey irmağını hiç bilmem, hiç görmedim. o binüçyüz yılın küskünlüğü ve garipliği ile, erimez demir dağların ardından, bir deli cengaverin yenilmişliği ile, sadece haritadan görebildiğim bir yöne gider. düşlerimde görürüm ki; ne zaman bi yağmur yağsa, bütün köprüleri yıkar. yıkar da bir allah'ın kulu geçemez.
vey irmağı, güneşe de küskündür. bir sarışın sabah güneşi, ona sebil olan asil kanların nasıl pıhtılaştığını, nasıl yatağına karışıp onu nasıl kızıla boyadığını göstermiştir.güneşten gayrı tanığı olmayan bir yenilgisi vardır vey'in. binüçyüz yıl önce kör bir geceydi. göğün ebedi kandilleri yıldızlar bile görmedi. kimsler duymadı. nispetsiz bir cengin galipleri ve yenikleri bilir sadece.
vey isterdi ki; nerde küheylana binmiş bir yalın kılıç yiğit varsa, gelsin köprülerden geçsin, suyundan içsin. hürrüyete doğru uzanan yollara geçit versin. vey isterdi ki; yiğitler doğuran analar ağlamsın. yavru kurtlar öksüz büyümesin. gel gör ki; o yağmur yok mu? o uzun, kevgire dönmüş göğün bitmek bilmeyen suyu..
onunda kıyılarında yılgınlar olur mu acaba? söğütler eğilip alnından öperler mi? hala kan renginde mi akar? bilmiyorum. ben vey'i hiç görmedim.
vey sadece yaşamın savaş olduğunu bilir. hele erce yaşamanın en büyük savaş olduğunu. şöyle bir yol bulabilse anadolu'ya doğru, tanrı'nın önüne durulmaz buyruğu olmasa; dağlardan, ovalardan vadilerden, kavruk çöllerden geçp gelecek. gelecek de tembel hafızalarımıza kin gibi akacak, nur gibi akacak ve uyanın! diyecek. o, yağmurlu,acılı,kanlı geceden bahsedecek. mayamızın toprağından kokular getirecek. binüçyüz yıldır sinesinde sakladığı taze ve sıcak kanları damarlarımıza dökecek. vey damarlarımızda akacak.
ben bir ulağım,pusatsız,atsız, yalın ayak fakat yorulmayan bir ulak. düşlerimde haberler işitirim. sonra onalrı yavru kurtlara anlatırım.yeni düşler öğütlerim.
vey'e giden yolları bilir misiniz? yaban otların boy attığı bizim öz yollarımızı bilir misiniz? kervansaray yıkıntılarını, mukkem kal'aları bilir misiniz? geçebilir misiniz?
öyle ise;size vey'den selam getirdim. orası çaresizliğin, tatlı ölümün , küheylan atların kıyısıdır. üçler, yediler, kırklar hep oraya uçup giderler. orası erenlerin kıyısıdır.
şimdi vey, binüçyüz yıllık bir hatırayı yaşıyor. şimdi orada delice bir yağmur yağıyor. yıldızsız, aysız bir gecedir. kırk yiğidin cenk naralarından,kılıç şakırtılarından, at kişnemlerinden, gök gürültülerinden özge ses yoktur orada. vey her sabah, kanlı gözlerle uyanır. uyanır da, hürrüyet türküleri söyleyen yağız ozanların yanık kopuz seslerini dinler.
ben vey'i hiç görmedim. hiç bilmem. onu düşlerimde duyarım sadece. ben garip yaşayan yapıldak bir ulağım.
vey'in ve kırkların size selamları var yavru kurtlarım..
Celil hocam. Rahmetli Dilaver Üstadımın bu anlamlı yazısıyla sayfaya renk verdiniz.. Böyle bir yorumla onur duydum... Kendisini rahmetle anıyoruz..
Sizde yorumunuzla anmamıza vesile oldunuz Allah razı olsun..
Üstad ne diyor : ''Bırakın dört yönden şaha kalksın yalnızlık. Yeter ki siz unutmayın Gümüş kabzalara sinmiş çağları Ve emin siperlerin arkasında Hırsla soluyan tuğları...''
Irmak , nehir deyince Vey ırmağının Tıpkı Tuna gibi. Nil gibi değer ve anlam taşıyor Türkler için..
Not: Atilla Han'da bile Vey Irmağı'nın bilinmeyen bir yerine gömülmüş.
Kısaca dünya coğrafyasında Dağı ,taşı, denizi, ırmağı, nehrinde Türklerin izleri var.
Celil hocam. Rahmetli Dilaver Üstadımın bu anlamlı yazısıyla sayfaya renk verdiniz.. Böyle bir yorumla onur duydum... Kendisini rahmetle anıyoruz..
Sizde yorumunuzla anmamıza vesile oldunuz Allah razı olsun..
Üstad ne diyor : ''Bırakın dört yönden şaha kalksın yalnızlık. Yeter ki siz unutmayın Gümüş kabzalara sinmiş çağları Ve emin siperlerin arkasında Hırsla soluyan tuğları...''
Irmak , nehir deyince Vey ırmağının Tıpkı Tuna gibi. Nil gibi değer ve anlam taşıyor Türkler için..
Not: Atilla Han'da bile Vey Irmağı'nın bilinmeyen bir yerine gömülmüş.
Kısaca dünya coğrafyasında Dağı ,taşı, denizi, ırmağı, nehrinde Türklerin izleri var.
çok güzel bir hece şiiri ve yorum. İnsanların idealleri olmazsa yaşamın bir anlamı olur muydu? İdealleri uğruna Dünyayı yönetenlere bakalım sömürürler alemi. farkında değil toplumlar yerler birbirlerini. Türk olmanın hazzı ve gururu ile kaleme alınmış eseri ve şairi tebrik ederim
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.