11
Yorum
28
Beğeni
0,0
Puan
2162
Okunma
-biliyor musun?
benim hiç
bekleyipte gelenlerim olmadı
benim hep
beklemeden gidenlerim çok oldu-
gün gelir
balkondan sarkar çocukça umutlarım gelişine
çiçeklenir pencere pervazındaki ebruli menekşe
kumrular dans eder kanatlanarak
ve dudağımın kıvrımlarından yol alır
hoş bir gülümseme süzülerek bakışlarına
gün gelir elbet...
saçlarımı rüzgâra bıraktım bu gece
usulca yalasın diye kıvırcıklarını
kirpiğimden asılan bir hüzün kırılmasıdır yüzümün iki yakası
yüreğimde göynüyüp duran bu sızı diner mi
biter mi gecenin karası?
bilmiyorum
sorma!
kelebek tozlarına bulaşmış ellerim
yitip giden bir hayatı uğurlamaktan dönüyorum
gün gelir
merdiven trabzanından kayar belki eskisi gibi çocukluğum
ve gün gelir
şu andan geçmişe doğru yol alır hayat adım adım
sandıktaki küf kokusu dağılır
çatı katındaki bavullar açılır
hatıralar girer kolkola
elbet gelir o gün
sahi gelir mi?
evveliyatını unutanın ışığı olamazmış geleceğe
ben hiç unutmadım öncesini hiçbir şeyin
ben sıkışıp kalmadım da düne
şuna inan
beni bugüne mahpusluğum
ve yarına olan inancım tüketti
gün gelir elbet
dün, bugün, yarın
dizilir bir inci gibi yaşanmışlığımın gerdanına
ve d’ipsiz bir günce olur...
elbet gelir o gün
gelir değil mi?
saçlarımı rüzgâra bıraktım bu gece
usulca yalasın diye kıvırcıklarını
sus lütfen!
ve sadece rüzgârın sonsuzluk şarkısını dinle...
23:00/25.06.2015