8
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1482
Okunma

ekmeği aşı getiren
barınağımızın tek hamisi idin
esince üşüten, gürleyince titreten
bir anıt gibi dik duruşunla bize verdiğin güven
yıllar sanma aldı;baba
bu evlat kalan tozuna kurban
o kadar ihtiyacım var ki sana
esince donmaya, gürleyince yıkılmaya, razıyım
hadi gel o eski haline
babacım gelemez’sin demi?
biliyorum !
allah’ın bize bahşettiği beden’de bir gün mutlaka
mum misali eriyip akacak toprak olan ilk hale
o yüksek iman ve tevekkül halidir sendeki
bu günlere hazırlamışsın kendini
yaşıyorsun bak amansız o hali
yine vakur yine dimdik yine kendi haline
nihayetlenirken mumun saçtığı ışık topu
geri’ye; kalan’sa
karanlık ve duvara sinen değil mi egzotik koku
oysa sen babacım öylemi?
himayesine hükmeden, galip komutan rahatlığında
sinmiş mis bir amber’sin
kırılan cesaret’imde, aldığım nefeste, yediğim ekmekte, dimağda
yetişiyorsun imdada
sensör hızında
yaşını belli etse de çınar yaprağını dökmez;
dikenlidir sevip derilmez
kokusunun rayihası bilinmez
gıdadır kış boyu,
kuru dallara ölüm bu yüzden gelmez
İşte
sende o çınar ali cenap lığı var baba
hep verdin,bize herkese
gençlikte alabilseydik rayihanı keşke
sen affetsen de soracağım kendime
nefes aldığım sürece uhdedir içimde
bu en kıymetli varlığa
yapamadığım görev var’mı diye
Mustafa Yilmaz (sertesenyel)
21.06.2015/Ankara
5.0
100% (15)