4
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
898
Okunma

Bazen farklı bir şey yazmak istersiniz
Fakat kalem çoktan yol almıştır düşüncelerinize
Ve
Tanrının eşit yarattıklarını hiçe saydığında insanlık utanırsınız varlığınızdan ..
Gül kurusu akşamların yüzünde
Zılgıt çekiyor yıldızlar.
Bahçedeki masaya
Şavkı vuruyor turuncu dolunayın.
Düşlere dalıyor begonya
Pembe şallara bürünüp...
Saat bilmem kaç olmuş
Dağ taş uyuyor da
Uyumuyor ,gözü kalemin namlusunda bir şair.
Tam on ikiden vurmak için zifiri geceyi...
Bir tohum
Bir dua bırakıyor
Aç toprağın bağrına.
Sen başak bekliyorsun
O ise umut biçiyor kökleri
Yeniden yeşeren...
Yedi iklim yağmurunun
Ninniyle büyütüyor mısralarını.
Kınını çatlatıp kısır sözlerin.
Menziline doğrultuyor insanlığın...
Baş kaldırıyor tüm sözcükler
Yasal olmayan döngüye.
Ve gömmüyor kafasını kuma
Düşüncelerinin...
Kalem dile geliyor istemsiz...
Bir adam görüyor
Teriyle yüzünü yıkayan
Alnı ak
Emeği pak
Topraktan çarık ayakları
Bin bir çiçekten
Nasır açmış parmakları.
Adamın yanında bir kadın
Mutluluk doğurup
Şefkatli yarınlar emziren
Ak düşlerinden süzüp esareti
Tırnaklarının kanıyla
Emeğini sulayan...
Bu insanlar
Jiletten keskin sınırların
Kirpikle kaş arası ölüm pervazında
Cam kenarı hayallere tutunarak
Mayın geçidi tehditkar uzakların özlemiyle
Tuzakları aşıp
Ölümü tütün gibi ciğerlerine çekerek yaşıyor.
Yavaş,
Ağır ve sinsi.
Hürriyet uzak...
Özgürlüğün fısıltısı yasak ...
Korkuları şah damarı kadar yakın bu coğrafyanın
Ürkek kavgalarında
Boyunları kıldan ince umarsız...
Bu toprakların yazgısı geçmez berattan
Durulmayan suların köpüğüne ecelle yazılmış...
Nice ağıtları unutmuş tarih
Onun için özür dilerim kalem ve kağıttan..
Dilek USTA