10
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
2568
Okunma

Doğum ölümün gerçeğidir.
Ve bazen daha çok seversiniz ölümü..
Ben kapattım kapıyı meleğim
Epey oldu sürgüsü paslanalı
Bir tek yalnızlığımla ben kaldım içer de
Kasıtlı bir istekti bu...
Çoban yıldızıyım şimdi
Sürüsünden kopuk gökyüzünde...
Akşam ve sabah kızılcık şerbeti içiyorum
Ağız kenarım da ki kanı silerek.
Yaşamın kitabını rafa kaldırdım
Ölüme destan yazıyorum methiyeler dolusu
Çabam bir an evvel yanına gelmek.
Gözümün güneşine mil çektim
Görmüyorum matem siyahından başka renk.
Tek hayat bağım sensin...
Pamuk ipliğine asılı kırgınlıklarım var benim
Saflığımı besleme görüp,
İstismarın sefasını sürenlere tahammülüm kalmadı.
Çok özlüyorum seni
Vuslat kaf dağı ,bildiğim halde
Kirpiğimin tuzuna bandırıyor hasreti
Fişini kesiyorum umutla her günün.
Bekle beni...
Uyurken zaman...
El ayak çekildiğinde yuvasına...
Siyah gecenin zulasından çekip beyazı,
Giydirip üryan kimsesizliğime,
Tan yerine gömüp ardımda kalanları
Geleceğim senin yalnızlığına.
Çok uzak değil
Hissediyorum
Canı çekiliyor ruhumun
Bir sıkımlık an kaldı nefesimde.
Bayramı yakın
Ömür boyu tuttuğum sabır orucunun
Üzülmesin üzenler
Gideceğim yer sürgün bir özgürlük
Kendi rızamla kendime sunduğum
Zehir zıkkım bir mutluluk badesi ...
Yüzüne baktığım aynaların
Başı dönüyor hastalıklı çelişkilerim den
Tek senden
Bir de Tanrıdan özür diliyorum Anne
Anla,
Ağlama sakın...
Aceleci bir bıkkınlıkla
Hoşça kal demeden özümün özüne
Gittiğim için beni bağışla.
Bende istemezdim
Doğarken göz kırptığım dünyaya
Gözlerimin ışığını kapatmayı...
Hiç kimsem olmayan çocukluğumu,
Gençliğimi,
Yarınlarımı yarıda bırakarak
Boş bir romanın sayfalarında kaybolmayı.
www.youtube.com/watch?v=awpfHsIGkUc
Dilek USTA